SAYI 127 / OCAK-ŞUBAT 2007

 



“KENDİNİ TANIMAK: HER ŞEY ORADA BAŞLAR, ORADA BİTER”
İzinsiz Gösteri, Dato Latsabidze ile Röportaj
Bu konu biraz karışık. Nereden başlamalıyım, bilmiyorum. Mesela benim alanım tam olarak biyo-enerji, medyumluk ya da alternatif tıp konusu değil. Ben patolojinin nedenlerini arıyorum. Bazen insanların yaşadığı patoloji kendilerinden değil kozmostan gelir. Bunları saptayıp insan sağlığı için kullanmaya çalışıyorum. Örnek verecek olursak, ayın pozisyonu...
>>>

GROW YOUR OWN - ANGIOGENETIC BODY ADORNMENT

Prof. Norman Cherry

Conventionally and historically technology has been thought of as the practical application of scientific principles often, if not always, via the medium of engineering.  For centuries that may well have been a fair, if loose, definition.  For example, in the eighteenth century the application of certain aspects of chemistry and physics resulted in the discipline of metallurgy and this, >>>

YORUMBİLGİSEL AÇIDAN MODERNEŞME VE ŞERİF MARDİ
N
Yılmaz Yıldırım

Modernleşmeye, modernitenin kurumsal ve siyasal altyapısının evrimi olarak bakan yaklaşım uyarınca, modernleşme; bireyleri bu amaca (modernliğe) dönük olarak kuran, kumanda eden siyasal bir proje olarak gösterilmektedir. Bu aynı zamanda, modernleşmeyi, içten gelmesi gerekenin (modernite), dışsal (modernleşme) ile ikamesi olarak tanımlamaya götüren... >>>

TECRİT BİR İNSANLIK SUÇUDUR
Nurettin Çalışkan
F tipi cezaevleri 2000 yılının ortalarında ülkenin gündemine girdi. Koğuş sistemini ortadan kaldırarak hücre sistemini getiren F-tipi cezaevlerinin yapımı sona erecek ve özellikle politik tutuklular bu cezaevlerine taşınacaktı. Yeni cezaevlerinin reklamını bizzat Adalet bakanı üstlenmişti. Özel turlarda cezaevlerindeki “temiz”, “bakımlı” ve “kullanışlı” tek kişilik hücrelerin tanıtımını yapıyordu televizyon kanallarında. Politik mahpusları tek kişilik her yanı...
>>>

ÖLÜM GELMİŞ CİHANE: İKİ ADET SKIP ÖLÜMÜ, 1969… Emirhan Oğuz
Yükselen eşitlikçi siyah hareketin bütün kültürel alanlarda köktenci bireşimler üretmek üzere köklere döndüğü bu yıllar beyaz adamın da yavaş yavaş "dans etmeyi becermeye" başladığı yıllardır. Sorgulama, başkaldırı, baskı, direnme ve ölüm yılları. Köklerden blues çıkagelir. Eski esaret yıllarının siyah evliyaları tek tek keşfedilmeye başlanır. Bunlar arasında karmaşık gitar tekniği ve hemen fark edilir ses tonuyla ihtiyar Skip James'in ayrı bir yeri vardır.
>>>

1933 YILINDAN BİR KİTAP: BUDDA
Bora Ercan
1930’lu yıllar gerek Türkiye için gerekse dünya için çalkantılı yıllardır. Birinci Dünya Savaşında yarım kalan paylaşım ve hemen sonrasında gelen ekonomik buhranlar Dünyayı yeni bir savaşa hazırlarken ülkemizde de 18.yüzyılın sonlarından itibaren ivmelenen ancak sonrasında İmparatorluğun parçalanmasıyla duran yenilenme hareketleri, kurulan genç devletle tamamlanmak üzereydi. Bu devrimlerden en etkili olanı şüphesiz harf
... >>>

1. DİN FELSEFESİ YAZILARI 3: DİNSEL DİLİN YAPISI
Ali Rıza Arıcan
Geçen yazıyı Marksizm, Positivizm gibi insanlığa kurtuluş vaad eden düşünsel sistemlerin din ile olan ortak noktasını anarak bitirmiştim. Bu yazıya da aralarındaki farkı anlatarak başlayayım. Marksizm ve Positivizm gibi bütüncül sistemlerin dinden ayrılan en büyük farkları kullandıkları dildir. Bütün diğer felsefi paradigmalarda olduğu gibi bu ikisi de ortaya attıkları görüşü bir takım tarihsel, sosyolojik, hatta doğal-bilimsel kaynaklara dayandırarak ...
>>>

VEGAN KEMAN - 2 Can Başkent
"İmkansız vegan araçlar" kategorisine örnek olarak neden kemanı verdiğimiz, çeşitli noktalardan eleştirilebilir. Bu kategorinin diğer zorlayıcı örnekleri, taşıt lastikleri ve tıbbi ilaçlardır. Fakat, kemanın özgünlüğü bütünüyle gündelik hayat dışında olmasında yatmaktadır. Malum, ulaşım araçlarını kullanmadan yaşamak neredeyse imkansız; keza tıbbi ilaçların da piyasaya çıkmadan önce hukuki olarak hayvanlar üzerinde denenmesi gerekmekte. Bu tezleri... >>>

AVRUPA YAKASI RÜZGÂRI Dr. Kubilay Akman
TV’de Avrupa Yakası, Ata Demirer ve Bülent Polat (Şesu) gibi dizinin “lokomotifi” denebilecek oyuncuların ayrılmasının ardından, beklenenin aksine daha geniş bir izleyici kitlesi ve artan beğeniyle izlenmeye devam ediyor. Dizinin başarısında, Gülse Birsel’in titiz bir çalışmayla, ince esprilerle kaleme aldığı senaryo, başarılı oyuncu kadrosu ve kaliteli reji anlayışı kadar izleyicinin aslında çok bilinçli bir tercihle ne tür bir dizi konsepti umduğunu ortaya... >>>

TAO TE CHING Lao Tse (Translator: J. Legge)
The Tao that can be trodden is not the enduring and/ unchanging Tao. The name that can be/ named is not the enduring and/ unchanging name./ (Conceived of as) having no name, it is the Originator of heaven/ and earth; (conceived of as) having a name, it is the Mother of all/ things./ Always without desire we must be found,/ If its deep mystery we would sound;/ But if desire always within us be,/ Its outer fringe is all that we shall see.… >>>


ODTÜ TARİHÇE- 2 ÇALIŞMALARI (1980 - 2000)- SEÇME YAZILAR >>>>


12 EYLÜL SONRASI, ODTÜ'DE 1 MAYISLAR ..
İbrahim Akar
1980-81dönemi, ODTÜ'de hazırlık sınıfındayım. Hareketin ODTÜ sorumluluğunu üstleneli iki üç ay olmuş. ODTÜ'de örgütlülüğünü sürdüren sadece 3 hareket var. TKP, TP ve Hizip SGB olarak tanınan, TKP-B... Üçünün bir araya gelmesini sağlıyoruz ve düzenli görüşmeler yapıyoruz. >>>

ODTÜ'DE DEVRİM YAZISI
Nurettin Çalışkan
68 yılıydı. ODTÜ öğrencisi dört kişi, Hüseyin İnan, Taylan Özgür, Alpaslan Özdoğan ve Mustafa Yalçıner, o heyecanı ODTÜ stadyumunda yazıya döktüler... Gece yarısından sabaha dek uğraşarak kocaman harflerle DEVRİM yazdılar stadyumun oturulacak kesimine. O gece, o dört genç insan düşlerini, özlemlerini yansıtıyorlardı .. >>>

ODTÜ EFSANELERİ: AKLA ZİYAN HİKAYELER Haluk Kalafat
Hazırlık'ta okurken her sabah altından kafamda bin bir hülyalı düşüncelerle “gölgesinin Ata yazdığı” metal üç bloktan geçerdim. Mimarlık binasının önündeki “heykel desen heykel değil” olarak tanımladığım (o zaman daha gençtim, heykel insan figürüydü benim için en çok da Atatürk şeklinde tezahür ederdi) ...
>>>

ÇIPLAK MODEL, GORBAÇOV, VS. Gül Büyükbay
95'in bahar aylarıydı. Üçlü Anfinin altındaki resim atölyesine ilk kez çıplak model gelecekti, aramızda para toplayıp Gazi Üniversitesinde bu işi yapan insanları davet ediyorduk. Bu biz seçmeli resim öğrencileri için önemli bir gündü, ama bir yandan da Gorbaçov’ un spor salonunda konusma yapacağı ilan edilmişti. >>>

ODTÜ’DE BAHAR
Bora Ercan
Bahar dönemi eylemlerle açılırdı. Gerek üniversite harçları gerekse servis sorunu gibi nedenler ilk eylemlerin odağını oluştururdu. Sonrasında 16 Mart Katliamı, Nevruz, Kızıldere katliamının yıldönümünde de bazen kitlesel bazen nokta eylemler yapılırdı. Bu eylemler baharın getirdiği coşkuyla 1 Mayıs’a hazırlık gibiydi.
>>>

SU EYLEMİ Dilek Koçal
Evde eskileri karıştırırken, ODTÜ günlerinden kalma birkaç yazı/bildiri karşıma çıktı. İşte aşağıdaki bildiri de onlardan biri. Ne yazan arkadaşıma ulaşabildim, ne de şu an hala görüştüğüm ODTÜ'lülerden eylemin olduğu gün yurtlar bölgesinde olan ya da eylemi hatırlayan birini bulabildim. >>>

ODTÜ ORYANTASYON
U Nurettin Çalışkan
Eskişehir yolu üzerinden ODTÜ’ye girişte, sağ tarafta devasa bir heykel bulunur. Bilim ağacı olarak adlandırılan heykel önceleri kampus içinde ağaçların arasında görünmez bir yerde iken, 90’lı yıllarda şimdiki yerine konulmuştur. Sol tarafta ise kocaman kahverengi taşlarla örülmüş bir duvardan set ve bu setin... >>>

ODTÜ'DE BAĞIMSIZ ÖĞRENCİ HAREKETLERİ VE BİR DENEYİM Bora Ercan
1980 sonrası sonrası gençlik ve öğrenci örgütlenmesi giderek artan baskılar nedeniyle büyük zorluklar altında yapılmıştır. Oluşumların yasal olması dahi polis baskı(n)larını engellemiyordu, değil yönetici olmak derneğin bir üyesi olmak bile neredeyse bir cesaret işiydi. Her ne kadar Türkiye'nin diğer üniversitelerin ...
>>>

BEKİR HARPUTLU İLE BİR KONUŞMA (1974)
"Amacımız çok yönlü. Önce ODTÜ'lü öğrencilerin Türk yurdunu, Türk halkını, onun sorunlarını, kaygı ve korkularını, yaşayış biçimini öğrenmesi, Türk halkını işlerin başında, çiftini sürerken ya da madenine girerken gidip görmesi, sözün kısası Türkiye'de üretimde çalışanların çilesini bilmesi, tanımasıdır.
>>>

BAKKAL, MUHTAR VE BALGAT'TA BİR AMERİKA'LI Ayhan Ayteş

Tosun B. 1950'lerin Balgat'ına ilişkin gözlemlerini aktardığı araştırmasının ilk gününde muhtara köyün en yoksuluyla konuşmak istediğini söyler. Muhtar ona isterse çobanla görüşebileceğini ancak çobanla yapacağı bu görüşmeyi Tosun B. ye tahsis edilen odada yapmasının mümkün olmadığını söyler. Çünkü bu
... >>>

ODTÜ TARİHÇE ÇALIŞMASINA YÖNELİK BİR ÇAĞRI Ali Pekşen
Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nin 1980-2000 yılları arsındaki dönemini, kişisel yaşantılardan ve deneyimlerden yola çıkarak anlatmaya çalışan, bir tür öznel tarih yazma çabası olarak nitelenebilecek ODTÜ TARİHÇE: 1980-2000 adlı kitap çalışması, ilgili kamuoyuna duyurulduğundan beri ne yazık ki .... >>>







>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
İzinsiz Gösteri'de yayımlanan yazılar ve görselller izin alınmadan ya da kaynak gösterilmeden kullanılamaz.


 
s