“Işık karanlığın sol elidir
karanlık da ışığın sağ eli.
ikisi birdir, yaşam ve ölüm, yan yana
yatarlar kemmerdeki sevgililer gibi,
tutuşmuş eller gibi,
sonuçla yol gibi.”
Tormer’in Şarkısı
Gethen,
“Kış”. Dondurucu, belki de hiç “bilmediğiniz” bir
soğuğun içindesiniz. Ortamın rengi kül renginden, toprak rengine,
toprak renginden donuk bir kızıla, kızıldansa beyaza evriliyor.
83 gezegenden ve 3000 devletten oluşan Ekumen Birliği evrene hakim.
Amacı, gezegenler arasında ticareti, iletişimi ve uyumu geliştirmek.
Ekumen hükmederek değil, işbirliği ilkesiyle işliyor. Hiç bir yasa
koymuyor, kararlar emirle değil danışma ve rızayla alınıyor.
Kış... Kirli bir griden beyaza
doğru evriliyor gökyüzü. Tenim
ve hatta saçlarım soğuktan bembeyaz kesilmiş. Yüreğimin sıcaklığını
bile hissedemiyorum artık, hatta atıyor mu onu
bile bilmiyorum... Bedenimin kıvrımlarında hissettiğim kırınımlar,
bir süre sonra gerçeğe dönüşüyor... Gözlerimin önünde ufalanan parmaklarım,
toza dönüşerek benden uzaklaşıyor...
Gethen’de sürekli yarı kutup iklimin yaşandığı
bir gezegen. Gethenlilerin en ayırdedici özellikleri çift cinsiyetlilik
olan cinsel fizyolojileri. “Somer-kemmer çevrimi” denilen cinsel
çevrime göre yaşamlarını sürdürüyorlar. Cinsel çevrim ortalama 26
ila 28 gün sürüyor. 21 veya 22 gün kişi sommer durumunda, yani cinsel
bakımdan aktif değil, gizil. 18. güne doğru hipofiz aktivitesiyle
hormonal değişimler başlıyor ve 22. veya 23. günde kişi kemmer’e,
estrus’a giriyor. Kemmer’in ilk evresinde tümüyle androjen durumdalar.
Cinsiyet ve cinsel güç yalıtılmış haldeyken edinilmiyor. Kemmerin
ilk evresindeki bir Gethen’li tek başına ya da kemmer devresinde
olmayan birileriyle birlikte kaldığı takdirde birleşme yetisini
kazanamıyor.
“Kadın olduğunu hissettiğin
en sonu anı hatırlıyor musun dedi? Adam. “Bilmem dedi” Kadın...
Hızlıca en son seviştiği anı, doğum yaptığı anı, aynanın karşısındaki
boyanmış kadını düşündü, ... Belki emzirdiğim zamanlar diye düşündü
bir an ama ardından bedeninin örselendiği ve şiddete uğradığı an
aklına geldi ve “Hiçbiri” demeyi tercih etti...
Gethen’li eski Başbakan, yeni sürgün Estraven,
kadın ve erkek olma niteliklerinin “bir bedende” yarattığı etkinin,
geleneklerden, önyargılardan ve toplumda kemikleşmiş kanılardan
arındığı takdirde, benliğin ne denli zenginleştirebildiğinin bir
kanıtı gibi çıkar karşımıza. Le Guin’in Kış’ındaki “Kadın-Erkek”
düşüncesi, gerçek uyumun, bütünleşmenin ve birleşmenin yansıması
gibidir.
“Başarılı bir kadın olarak
hissediyor musun?” kendini diye sordu Adam. “Neye göre başarıdan
söz ediyorsun?” diye sordu Kadın ve devam etti “Erkeklerin dünyasındaki
kurallara göre bir başarımı sözünü ettiğin; hırs, iktidar ve saldırganlığın
kadında, talebe uygun olarak şekillenmiş biçimindeki başarıdan mı,
yoksa yine talebe uygun olarak kadınca özelliklerini, entrikayı,
yumuşaklığı ve hatta biraz da işveyi içeren bir başarıdan mı?. Aslına
bakarsan bu ikisinin biraz da karışımı ‘Başarılı Kadın’ tanımı biliyor
musun? Biraz ondan, biraz bundan... Asla biri diğerinin önüne geçmeden,
edilgen ve uzlaşmacı.”
Gethen’deki ikicinsliliği, bugün bildiklerimizle
ne kadar anlayabiliriz bilmiyorum. Düşünün, herkes herşeyi yapabilir
ve becerebilir durumunda. On yedi ile otuzbeş yaş arasındaki herkes
hayatının bir veya belki de bir kaç döneminde çocuk bakımına bağlanabilir,
hayatın risklerini, zahmetini ve ayrıcalığını eşit olarak paylaşır,
bu nedenle de kitaptaki ifadeyle “ buradaki hiç kimse başka yerlerdeki
özgür erkekler kadar özgür” değildir. Çocukların, anne ve babalarıyla
hiçbir psiko-seksüel ilişkisi yok, dolayısıyla, Kış’ta ödip mitosu
da yok. Karşılıklı istemeyince cinsellik yok, daha da önemlisi tecavüz
yok. Güçlü/zayıf, koruyucu/korunan, hükmeden/hükmedilen, sahip olan/olunan,
aktif/pasif ayrımları yok. Varoluşunuzu ve düşünüz biçiminizi, cinsiyetinizden
bağımsızlaştığını düşünün, Kış’ta yaşanan bu.
“Çocuğunu, doğmadan önce,
nerende büyüttün?” diye sordu Adam. Kadın güldü “hep zihnimde başlar
sandım ama o rahmimde büyümeye başladı ve her defasında bana bu
oyunu oynadı” dedi Kadın. “Peki ya sen” dedi Kadın. “Hiçbiri” dedi
Adam. “Onları ne zihnimde, ne de başka yerde büyütmeye cesaretim
olmadı çünkü. Ama onlar bana rağmen büyüdüler “dedi Adam.
Ai, Ekumen’in Gethen’deki elçisi. Kendisinden bütünüyle
farklı bu insanların arasında bütünüyle “yalnız”. Kış ve dolayısıyla
soğuk onun buradaki “yalnızlığını” ve “tek başınalığını” iyiden
artırıyor ve ortaya çıkarıyor. İliklerine kadar soğuğu hissetmek
onu buraya ne kadar da ait olmadığının başka bir ifadesi ve yansıması
sanki ve kendi toplumundan soyutlanmış Gethen’li Estraven’de bu
yalnızlık kendini buluyor. Kopmak istediğiniz gerçeğin yüzünüzü
çarpması veya aynada yüzünüze yansıması gibi...
“Küçükken bir masal okumuştum”
dedi Adama. “Buzdan bir ormandan geçiyorlardı. Kimler hatırlamıyorum.
Hep bunun gerçek olduğunu ve ormanı geçenlerin içinde benim de olduğumu
düşlerdim” diye sürdürdü sözünü. “Bir masal daha vardı.” Diye devam
etti. “Buz gibi ormanın derinliklerinde karların altını eşerek,
çilek bulup evdeki üvey anneye götürürlerdi. Dudaklarımda buz gibi
şekerli ve kırmızı bir tat hisseder, ısınırdım... Oysa benim yaşadığım
kentte hiç kar yağmazdı... Yıllar sonra yaşadığım kentte, kar yağmaya
başlayınca bunu ilk kez yaşıyor olmanın heyecanıyla kendimi sokağa
atıp, saatlerce yürümüş, yüzdüğümü hissetmiştim.” Adam “sen nereye
aitsin peki” diye sormak istedi, ama soramadı.
Ai’nin yolculuğunun en önemli kısmı, Dünya’dan
Gethen’e, “Kış”a yaptığı yolculuk değil aslında. Boş, ıssız Buz’da
Estraven’le yaptığı yolculuk, en zahmetli ve riskli yolculuğu Ai’nin.
Bu, “kendine” ve kendisinin “öteki” ile ilişkisine doğru yaptığı
gerçek bir yolculuk. Kitapta, “kendi” ve “öteki” kavramları, aşk
ile birlikte, aşka paralel sunulmakta, çünkü sadece aşk, dik bir
kanyonu bir araya getiren bir köprü gibi iki yabancıyı bir araya
getirebilir ve bu süreç “kendi” ve “öteki”ni, “ben” ve “sen”e dönüştürür.
“Kendinden hiç korktuğun
oldu mu?” dedi Kadın. Evet en son senin yanındaki “ben”den korktum
dedi Adam. “İçimdeki güçten, bırakıp gitme isteğinden” diye devam
etti usulca...
İmkansız aşkların öyküleridir kitaptaki öyküler.
Estraven ve kardeşi Arek’in aşkı, Arek’in intiharı ile sonlanır.
Ardından “iki yabancının”, Ai ve Estraven’in aşkı da, muhtemelen
intihar olan bir ölümle sonuçlanacaktır kitabın sonunda. Dolayısıyla,
Gethen’de ve belki de tüm evrende, gerçek aşk, birleştirici, bütünleştirici
de olsa, imkansız ve hatta trajiktir.
“Benimle uzun bir yolculuğa
çıkmaya ne dersin” dedi Kadın. “Nereye” diye sordu Adam. “‘Nusuth’,
ne önemi var” dedi Kadın.
Daha fazlası için sadece okumanız, eğer okuduysanız
belki bir daha, sonra bir daha okumanız gerekiyor bu kitabı. Başka
söze gerek yok, son söz kitaptan:
- Söylesenize Genri, nedir bilinen? Kesin tahmin edilen, kaçınılmaz
olan sizin ve benim geleceğimize dair bildiğimiz tek kesin şey nedir?
- İkimizin de öleceği.
- Evet, işte cevabı olan tek soru var, Genri ve o yanıtı da zaten
biliyoruz. Hayatı mümkün kılan şey, sürekli, dayanılmaz belirsizliktir;
yani bir sonra ne olacağını bilememek..
Yazarın Notu
Yukarıdaki metin, Ursula Le Guin’in Karanlığın
Sol Eli adlı kitabının bir incelemesi ve eleştirisi niteliğinde
olmayıp, kitabı anlamayı ve bir iç okumayı amaçlar. Bu kitabı okuyan
bir başka kişi, farklı bir okuma yapabilir. Bu noktada, kanımca
aslolan, kendinize doğru bir yolculuğa çıkmanızın gerekliliğidir.
Elbette, sadece bir fantastik edebiyat ürünü olarak metni okumak
da sizin tercihiniz olabilir. Aşağıdaki küçük sözlük ise, kitabı
hiç tanımayanlar için, minik bir giriş niteliğindedir.
Ursula Le Guin’in Karanlığın Sol Elinde Yarattığı
Dil
Ekumen: 83 gezegen üzerinde 3000
devletin oluşturduğu birlik. Amacı, gezegenler arasında ticareti,
iletişimi ve uyumu geliştirmek.
Erhengrang: Gethen gezegenindeki
iki büyük devletten birisi olan Karhide’nin başkenti.
Fastness: Handdara kültüne ait
inziva yeri. İnsanlara orada bir gün ve bir ömür kalabilmektedirler.
Gethen: Öykünün geçtiği gezegen.
Keskin soğuk ikliminden dolayı bir diğer adı Kış.
Handdara: Karhide Devleti’nin
dini veya mitolojik kültü. Le Guin’in modeli, Çin Taoizmi. Prensiplerinden
birisi “ coexistence of opposites”.
Hemmens: Kış’daki en yaygın ağaç
türü, donuk kızıl renkli ve iğne yapraklı.
Handdara’da Cehalet/Bilgisizlik:
Belleğin, zihnin olumlu haldeki durumu. Soyutlamaksızın ve kanılardan
bağımsız, bir şeyin/durumun kendisine hakim olma hali.
Karhide: Gethen’deki Kral Argaven
yönetimindeki anarşik devlet.
Kemmer: Cinsel aktivitenin yaşandığı
kısa ve döngüsel periyot.
Kemmerhouse: İnsanların kemmer
evresinde kullanımına açık, uygun eş bulabilecekleri evler.
Kemmering: İki kişi arasında bir
ömür birlikte olmaya yönelik bağlılık yemini.
Mishnory: Gethen’in iki devletinden
birisi olan Orgareyn’in başkenti.
Nusuth: ‘Fark etmez’ olarak çevrilmiş,
tam karşılığı yok. Pek çok durumda hareketsizliğe, umursamazlığa
ve müdahalesizliğe denk gelen tipik bir Handdara davranış biçimi.
Orgareyn: Gethen’in totaliter
devleti.
Yomesh: Orgareyn’in resmi
dini. Yandaşları aydınlığı tercih edip, karanlığı yadsırlar.