2005
yılında Türk Lirası'ndan altı sıfır atıp Yeni Türk Lirası’na geçme
operasyonu çerçevesinde basılan yeni banknotlar ve bozuk paralar
AKP iktidarı tarafından kamuoyuna tanıtıldı. Bilindiği gibi ilk
aşamada 1.000.000 TL. 1 YTL.’ye eşitlenecek; en küçük para birimi
1 Yeni Kuruş, en büyük para ise 100 Yeni Türk Lirası olacak. Bu
geçiş sürecinde karışıklıkları en aza indirmek amacıyla kullanmakta
olduğumuz banknotların tasarımları değişmiyor, yanlızca sıfırlar
atılarak yeni versiyonları basılıyor. Ancak kullanımda olmayan iki
yeni değerde banknot (50 YTL. Ve 100 YTL.) ve yeni kuruşlar için
yeni tasarımlar yapılmış durumda. 1927’den günümüze, değişik renkdeki
baskıları da sayarsak 73 farklı banknot tedavüle sokulmuştur. 2005'te
bu sayı, 79’a çıkmış olacak. Yine bu banknotlar ve kuruşlarla birlikte
çoğu yedinci emisyon döneminde (1979 - ) tedavülden kalkan değerleri
yeniden kullanmaya başlayacağız.
(100 YTL.)
(50 YTL.)
Daha önce yayımladığımız, Cumhuriyetin ilk banknotundan
2001 yılında çıkarılan son banknotuna kadar bütün kağıt paraların
görselleği üzerine, kullanılan görsel malzemelerin seçimiyle, dönemin
iktidarları, onların politikaları ve ideolojileriyle bir paralellik
olup olmadığı, hem tasarım açısından hem de bu tasarımda kullanılan
görsel malzemeler açısından bir geleneğin oluşup oluşmadığı gibi
sorular çerçevesinde detaylı bir inceleme yapmayı denediğimiz “Türk
Lirası Bankonotlarının Görselliği Üzerine” adlı yazımızda
şöyle bir kaygıyı dile getirmiştik:
“Her ne kadar ilk aşamada banknotların tasarım
olarak değişmeyeceği söylense de, bu karar, uzun vadede paralarımızda
görsel olarak da bir değişim yaşanabileceği anlamına geliyor. AKP’nin
önündeki tarihi fırsatı kaçırmayacağı ve ne yazık ki paralara kendi
‘damgasını’ vuracağı söylenebilir. Siyasal İslamı temsil eden bir
iktidarın banknotları şekillendirecek olmasından geçmiş deneyimler
nedeniyle açıkcası tedirginlik duymaktayız.” (İzinsiz
Göster, sayı 7)
Keşke kaygılarımızı boşa çıkaran çalışmalarla karşı karşıya kalsaydık.
Ne yazık ki bize tanıtılan yeni banknotlar ve demir paralar, 2006’dan
sonra, büyük olasılıkla yine AKP iktidarınca basılalacak olan yeni
paraların tasarımları açısından olumsuz sinyaller vermektedir. O
aşamada tüm banknotların yenilenebilecek olmasını, AKP’nin bir fırsat
olarak göreceğini ve tıpkı bu güne kadar Türkiye Cumhuriyeti hükümetlerin
yaptığı gibi, hem kendi ideolojisini hem de taşımak zorunda oldukları
resmi devlet ideolojisini yansıtacaklarını söylemek hiç de abartı
olmaz. Üstelik islamcı ve muhafazar bir üslula görsellik açısından
bize sunulacak manzarayı, şimdiye kadar karşılaştığımız örneklerden
dolayı kaygı içinde bekliyoruz.
2005 yılında kullanmaya başlayacağımız iki yeni
banknot ve demir kuruşlara ilişkin üç konu üzerinde durmak gerekiyor.
Birincisi paralarda kullanılan görsellerin seçimi. İkincisi bazı
demir paraların bariz bir şekilde euro’lara benzemesi. Üçüncüsü
ise para basma yetkisi Merkez Bankası aracılığıyla elinde olan bir
iktidarın bu yetkisini kullanma biçimi. Daha önceki yazımızda yaptığımız
tespitlerle bu gelişmeleri karşılaştırarak diyeceklerimizi şöyle
özetleyebiliriz: banknot cephesinde yeni bir şey yok!
Atatürk, Cami ve Turizm
Bir görsel malzeme olarak Atatürk resimleri hem banknotlarımızın
hem de demir paralarımızın vazgeçilmez demirbaşı. Yeni banknotlarda
da en dikkat çekici görsel malzeme kullanımı Atatürk potrelerine
ilişkin. 50 YTL. Ve 100 YTL.’de nedense Atatürk’ün 1927 tarihli
portresi tercih edilmiş. Kışlık paltosuyla “yaşlı”, donuk, keyifsiz
ve yorgun” bir şekilde bakıyor. Bu özelliğiyle diğer banknotlarda
kullanılmış olan portrelerden hemen ayırt edilebiliyor. Üstelik
50 YTL. ve 100 YTL. tasarım "üslubu" açısından diğerlerinden
farklı olmadığı halde ön yüzdeki Atatürk portresi değiştirilmiş.
Banknotların arka yüzlerinde ise Ürgüp peri bacaları (50 YTL) ve
camili İshak Paşa Sarayı. (100 YTL.). Aynı zamanda en değerli banknot
olacak olan 100 YTL. üzerinde cami olan beşinci banknot olmuştur.
İlki Demokrat Parti’nin iktidara gelişini simgeler (500 TL., 1951).
Diğer cami resimleri ise 1980 sonrası Türk-İslam sentezinin yansımaları
olan banknotlarda görüldü: 1000 TL., 5000 TL., 10000 TL. Yeni cami
resmi de AKP’nin yurdumuza armağanı. Taksime dikilemeyen cami banknotlara
yerleştirildi. Öte yandan tarihi ve turistlik mekanlara ait imajlar
seçmiş olmakla bu serideki banknotların görsel “üslubuna” sadık
kalındığını teslim etmek gerek(!).
Taklitçilik ve Üslup Yoksunluğu
Kuruşun dönüşüyle günlük yaşantımızdaki bozuk paraların kullanımı
da oldukça artacak. Bu paralara baktığımızda ilk farkedilen şey
1 YTL. Ve 50 Ykr.’nin diğerlerine benzemediği ve demir euro'ların
(özellikle 2 €'nun) bariz biçimde taklidi olduklarıdır. Neden eroya
benzetilmeye çalışılmıştır bu iki demir para? Bir tür ön hazırlık
mı yapıyorlar AB'ye? Ya da neden tümünde ortak bir tarz ve tasarım
tercih edilmemiş? Tipografik düzenlemeler neden bu kadar çeşitli?
Tabiki bu üslup yoksunluğuna bir işaret. Atatürk portlerinin seçimi
de düşünülürse bu üslupsuzluk iyice belirginleşmektedir. Tüm demir
paralarda farklı bir Atatürk portresi kullanılmış ancak eurolara
benzeyen iki demir parada (5 Ykr ve 1 Ykr) aynı portre kullanılmış.
Üstelik kabartma şeklindeki portrelerde bazı uygulama sorunları
da bariz bir şekilde ortadadır. Örneğin 25 Ykr’ta Atatürk’ün gözleri
yok gibi görünüyor. Ya da 1 YTL’de ifadesi yüzünü değiştirecek denli
bozulmuş.
Tepeden İnmecilik
Devlet ve vatandaş arasındaki ilişki şeklinin genellikle yukardan
aşağıya doğru bir seyir izlemesi geleneğini bozmayan AKP, alışkın
olduğuz üzere, tıpkı hayatımızı doğrudan ilgilendiren pek çok düzenlemenin
yapıldığı gibi, pek de kamuoyu ile tartışmadan, kamuoyuna danışmadan,
yeni paraları hazırlayıp önümüze koydu. Yani normal bir Türkiye
Cumhuriyeti hükümeti gibi. En azından bu açıdan (belki de pek çok
açıdan), iktidarda AKP değilde başka bir parti olsaydı, bir farklılık
olmazdı denebilir. Alternatif politika ve çözüm üretme biçimi ise
tepeden inmecilik yerine daha katılımcı ve daha demokrartik bir
üslup.