ODTÜ
TARİHÇE ÇALIŞMASINA YÖNELİK BİR ÇAĞRI Ali Pekşen
Orta
Doğu Teknik Üniversitesi'nin’s 1980-2000 yılları arsındaki dönemini,
kişisel yaşantılardan ve deneyimlerden yola çıkarak anlatmaya
çalışan, bir tür öznel tarih yazma çabası olarak nitelenebilecek
ODTÜ TARİHÇE: 1980-2000 adlı kitap çalışması,
ilgili kamuoyuna duyurulduğundan beri ne yazık ki beklenen aktif
katılım gerçekleşmedi.
Öte yandan ODTÜ tarihçesine ilişkin olarak, İzinsiz Gösteri Dergisi'nde
Kasım 2004’ten beri yayımladığımız yazılar oldukça fazla okunmaktadır.
Bunu ziyaretçi sayısından anlayabiliyoruz. Projenin
yeteri kadar iyi tanıtılmaması, henüz aktif ve yaygın bir katılımın
sağlanamama gerekçesi olsa bile, bire bir yazma çağrısı yaptığımız
kimi arkadaşlarımızda ortaya çıkan isteksizlik, başka nedenlerin
varlığına işaret ediyor.
(ODTÜ'de bir öğrenci eylemi, 1990-91)
Bu
nedenlerin bazıları daha genel toplumsal ve siyasal bağlamlarda
anlaşılabilecek sorunlardır. Bazıları ise gayet kişisel bir takım
yorumlar ve konumlardan kaynaklanıyor olabilir. Bu yazının amacı,
bir kez daha ama detaylı bir üslupla, zihinlerde oluşan bazı sorulara
cevap vermek ve ODTÜ öğrencisi olmuş (mezunlar, atılanlar ve hala
öğrenci olanlar) eli kalem tutan herkesi yazmaya, elindeki belge
ya da fotoğrafları paylaşmaya çağırmak.
1980-2000 arası ODTÜ tarihçe çalışmasının temel
özellikleri şunlardır. Birincisi, bu tarih çalışması, tek bir
siyasi bakış açısından yazılmış, örneğin sadece ODTÜ siyasi tarih
yazımı olmayacaktır. Bu kitap çalışması, o dönemin ODTÜ tarihini
tüm yönleriyle gündeme getirmeyi hedeflemektedir. Bunu yaparken
tabi ki belgelerden ve arşivlerden yararlanılacaktır. Ayrıca tarih
yazımının bir grup çalışmasıyla oluşturulması, döneme yönelik
bakış zenginliğini ve çeşitliliğini de beraberinde getirecektir.
Şunu da belirtmekte fayda var, bağlam bir üniversite ile sınırlı
olmayacak, ODTÜ tarihi yazılırken, aslında hem o dönemin gençliği
hem de Türkiye’si tartışmaya açılacaktır.
İkincisi, kişisel yaşantılardan, deneyimlerden
ve anılardan yola çıkarak bir tür öznel tarih yazma çabasıdır
bu çalışma. Bu aynı zamanda dolaylı anlatım yerine doğrudan anlatım
tercih edilmektedir. Örneğin ODTÜ öğrenci derneği yazılacaksa,
örneğin bahar festivalleri, yurtlar ya da ODTÜ’deki siyasi gruplar
yazılacaksa bunun öncelikle o derneği kuran, o dernekte aktif
görev almış, üye olmuş ODTÜ’lülerin yazması, festivalleri düzenleyenlerin,
festivallere katılanların, o siyasi gruplarda yeralanların yazması.
İzinsiz Gösteri’de yayımlanan ‘ODTÜ
Bilinçsiz Anarşist Futbol Ligi’ yazısı buna iyi bir
örnektir. Ayrıca ikincil kişilerin aynı temalara ilişkin yazı
yazmaları da önemsenmektedir. Bir yandan aynı olaya birden fazla
bakış açısından tanık olmak, bir yandan da geçmişi daha zengin
bir yorumla ifade etmek mümkün olacaktır.
Üçüncüsü, kronolojik bir anlatım yerine tematik
bir anlatım tercih etmekteyiz. Elbette ki dönemin genel kronolojik
tarihini sunan bir çerçeve yazıya ihtiyaç vardır. Ancak, başlangıçta
tercih ettiğimiz ‘kişisel tarihten’ yola çıkıp ODTÜ tarihine ulaşma
yönteminin biraz da doğal sonucu olarak, kitap temelde her biri
farklı kişilerce yazılmış temalardan oluşacak. Nurettin Çalışkan’ın
‘ODTÜ’de Devrim Yazısı’
bu yaklaşıma iyi bir örnek. Temaların ne olması gerektiği başka
bir yazının konusu.
(ODTÜ, 1990'lar)
Tematik anlatım genel olgular ve olayların yanında daha detay
ve ayrıntıya girme olanağı sunacaktır. Örneğin, Mavi Otobüs eylemi
nasıl bir yazı konu olması gerekiyorsa, şimdi Rektör danışmanı
olan Mustafa Başçavuş da yazılması gerekiyor. Eylemler, siyasi
gruplar, akademik yaşam, ODTÜ toplulukları, yurtlar yazı konusu
olması gerekiyorsa, ODTU’nin 80 sonrası kampüs mimarisindeki değişimler,
Mülteci ODTÜ’lüler, Yavşaklar günü, bir hitap olarak ‘Hocam’ ya
da bir dönemin ünlü Kültür İşleri Müdüresi de yazı konusu olmalı.Ya
da daha kışkırtıcı ve öznel temalar neden olmasın: ODTÜ’de sevişme
mekanları. Hayalgücünün sınırları zorlanmalı.
İzinsiz Gösteri olarak, ODTÜ Tarihçe Çalışması
adı altında, şimdiye dek ortaya çıkan yazılara yer verdik. Bundan
sonra da, bu kitap çalışması için yazılan tüm yazılar İzinsiz
Gösteri’de yayımlanacaktır. Böylece süreç kamuoyuna açık bir biçimde
yaşanacaktır. Kitap için yazılmış tüm yazılar herkese açık ve
online olacak. Böylece özellikle yazı yazarak kitap çalışmasına
doğrudan katılmış ODTÜ’lülere, kitapta yeralacak diğer yazıları
okuma, değerlendirme ve denetleme olanağı sağlanacaktır. Yani
hiç bir şey süpriz olmayacak, kitap çalışması herkesin gözü önünde
gerçekleşecektir.
Bir de arşiv konusu var ki, bu kitabın en zahmetli
işlerinden birisi. İki yönlü bir çalışmayı zorunlu kılıyor. Bir
yandan gazete ve diğer yayınların taranması; diğer yandan da özel
arşivlerde olan kimi belgelerin ve özellikle fotoğrafların toparlanması
gerekiyor. Elbette ki orjinallerinin verilmesi şart değil, belirli
bir büyüklükte taranmış dijital kopyaları yeterli olacaktır.
İzinsiz Gösteri olarak, tüm ODTÜ’lüleri,
dünyanın pek çok yerine dağılmış ‘hocaları’, yazı yazarak, elindeki
belgelerin ya da fotoğrafların kopyalarını gönderek bu tarihçe
çalışmasına katılmaya, destek olmaya (davet etmiyoruz) çağırıyoruz.