Balıkların hafızası üç saniyeliktir... Onun içindir ki
Akvaryumda iken okyanusta sanırlar kendilerini..
Her gün onlarca insanın öldürüldüğü yıllardı 70 li yılların sonları. Okullar, kahveler basılıyor, bombalanıyordu. Bir “iç savaş” görünümü vardı bütün yurtta. Bir yandan faşist saldırılar sürerken, diğer yandan bu saldırı karşısında kendini koruyanlar bulunuyordu. Sağ-Sol çatışması, Alevi-Sünni kavgası değildi yaşanan. 24 Aralık 78, Maraş katliamını olarak yazıldı tarihe.
19 Aralık : Maraş'ta faşistlerin propaganda aracı haline gelen Cüneyt Arkın' ın "Güneş Ne Zaman Doğacak" filminin gösterildiği Çiçek Sinemasının faşistler tarafından bombalanmasıyla olaylar gelişmeye başladı.
20 Aralık : Saat 20.00 sıralarında bu kez de, Yeni Mahalle'de sol görüşlülerin ve Alevilerin devam ettiği Akın Kıraathanesi'ne patlayıcı madde atıldı ve iki kişi ağır yaralandı.
21 Aralık : Kendi attıkları bombaya "misilleme" olarak 21 Aralık günü faşistler Maraş Meslek Lisesi öğretmenlerinden , TÖB-DER üyesi, Hacı ÇOLAK ve Mustafa YÜZBAŞIOĞLU öldürdüler.
22 Aralık : Faşistler öğretmenlerin cenaze törenine saldırdılar.
23 Aralık : "Allah adına savaş"a (cihat) çağrılan Maraş köylerinden gelenlerin katılımıyla Maraş katliamı başlatıldı.
23-25 Aralık 1978'de Kahramanmaraş'ta yaşamını yitirenler
Mustafa ACINIKLI
Osman ANDIZ
Ali AKINCI
Hasan AKIRMAK
Gülsüm AKIRMAK
Musa ALTUN
Adem ARMUT
Zeynep AYDOĞAN (Ev Hanımı)
Ali ASLAN
Memili BAKICI
Elif BALTA (Ev Hanımı)
M. Ali BALTA
Cemal BAYIR
Fatma BAZ
Hüseyin BAZ
Yılmaz BAZ
Şiho BEKAR
Hacı BIYIKLI
Bayram BİL
Ali BİLMEZ
Hasan BİLMEZ
İbrahim BİLMEZ
Fatma BİLMEZ (Ev Hanımı)
Hacı Bektaş BOZKURT
Nihat BOZKURT
Hasan CENGİZ
Hüseyin CEREN
Cennet ÇİMEN
Ökkeş DALKIRAN
Ali DOĞAN
Mehmet DUMAN
İmam ERGÖNÜL
Hüseyin ERGÖNÜL
Güllü ERGÖNÜL (Ev Hanımı)
Mehmet ERGÜNDÜZ
Evliya ERMİŞ
Musa FUNDA
Hatice GÖRÜR (Ev Hanımı)
Kamil GÜLŞEN
Hasan ILDIRCAN
Ökkeş İNCE
Sebahat İŞBİLİR (Ev Hanımı)
Hacı Veli İŞBİLİR
Ali Rıza İŞBİLİR
Mehmet İŞBİLİR
Mehmet KAHVECİ
Şah İsmail KALAYCI
Veysel KALKANDELEN
Abdullah KANDEMİR
İsmail KARACA
Cemil KARADUTLU
Abbas KARAKIZ
Mehdi KÖKLÜ
Ercan KÖŞE
Hasan KÜÇÜKKAYA
Yusuf LAKAP
Yusuf LEVENDİZ
Mehmet MENGÜCEK
Süleyman METİN
Hasan NERGİZ
İsmail NERGİS
Zeynep NERGİZ (Ev Hanımı)
Kemal ÖZDEMİR
Cennet ÖZDEMİR (Ev Hanımı)
Hasan ÖZTAŞ
Abdullah POLAT
Mehmet SAĞLAM
Ali SAĞLAM
Fidan SUNA (Ev Hanımı)
Ali SUNA
Esma SUNA (Ev Hanımı)
Mehmet SUNA
Necati PARAMIŞ
İsmail TERCAN
Kalender TOKLU
Hüseyin TOKLU
Mehmet TORUN
Nazım TOSUN
Ali TRAŞ
Aziz TÜZÜN
Kezban USTA (Ev Hanımı)
İbrahim USTA
Abidin UZUNPINAR
Ali UZUNPINAR
Hasan UZUNPINAR
Ali ÜN
Kamil ÜN
Zekeriya ÜN
Gülşen ÜN (Ev Hanımı)
Mahmut ÜNAL
Malik ÜNVER
Döndü ÜNVER (Ev Hanımı)
Zühre ÜNVER (Ev Hanımı)
İbrahim ÜNVER
Malik ÜNVER
Bünyamin VAROL
Zöhre YILDIRIM
Abdurrahman YILDIRIM
Zeki YILDIRIM
Mehmet YILDIZ
Veli YILDIZ
Ahmet YILDIZ
Ali YILMAZ
Hatice YILMAZ (Ev Hanımı)
Hüseyin YILMAZ
Hamza YILMAZ
Hüseyin YÜZÜAK
Hasan YÜZÜK
Derviş ZÜLKÜFLÜ
Katliamın bilançosu
25 Aralık gecesi saldırılar sona erdi. Sıra katliamın bilançosunun çıkarılmasına gelmişti.
Ölü sayısı 111
Yaralı sayısı 1000'in üstünde
Tahrip edilerek yakılan ev 552
Tahrip edilerek yakılan işyeri 289
Yakılan oto 8
Saldırılar durmuş ama halkın korkusu durmamıştı. Yaşananların soykırım sonrasında Maraş'taki Alevi nüfusun yüzde 80'inin kenti terk ediyordu .
Davanın sonucu
Adana, Kahramanmaraş, Gaziantep, Adıyaman, Hatay İlleri Sıkıyönetim Askeri Komutanlığı 1 Numaralı Askeri Mahkemesinin (Esas No: 1980/82, Karar No: 1980/520 sayılı) gerekçeli kararı:
Hakkında dava açılan sanık sayısı 804
Ölüm cezasını alanlar 29
Müebbet hapis cezası alanlar 7
15-24 yıl arası hapis cezası alanlar 7
10-15 yıl arası hapis cezası alanlar 29
5-10 yıl arası hapis cezası alanlar 259
1-5 yıl arası hapis cezası alanlar 26
Beraat edenler 379
Karar aşamasında firarda olanlar, çeşitli nedenlerle davası tefrik edilenler ve ölümle davası düşenlerin toplamı: 68 oldu.
Ölüm ve müebbet cezalarının dışındaki diğer hapis cezalarında 1/6 arasında indirim uygulandı, cezalar daha da azaltıldı.
Mahkemenin kararı, Yargıtay'da bozuldu. Yeniden yargılama, Yargıtay süreci vb. idam cezaları uygulanamadı. Hafif cezalarla dosya kapandı.
Kahramanmaraş katliamı sonrasında, Ecevit hükümeti 26 Aralık'ta toplanan Bakanlar Kurulu'nda 13 ilde sıkıyönetim ilan ediyordu.
Maraş'ta olan bir savaş değildi, bir katliamdı. Bunun adına “anarşi” denmez, “sağ-sol çatışması” da denmez. Bu, “Alevi-Sünni çatışması” da değildi. Olaylar, ne bir rastlantı, ne de "halkın galeyana gelmesi" sonucu olmuştu. Olaylar aylar öncesinden planlanmış ve programa konulmuştur. Maraş'ta olan plânlı ve örgütlü bir faşist saldırıydı.
Amaç
Polis devleti yaratmaktı
Gelişen muhalefetin önünü kesmekti
Toplumsal yığınları terörle sindirmek, içlerine korku salmaktı
“öteki”ni yok saymak, “tek tip” insan yaratmaktı
Ekonomik programın önünde engel oluşturan işçi sendikalarını dağıtmaktı
Sıkıyönetimi çağırmaktı
Bir darbenin hazırlanmasıydı
Dün sağ-sol çatışması, alevi-sünni kavgası olarak kullanılan gerekçelerle sürdürülüyordu baskılar, bugün Kürt-Türk ayrımı üzerinden. Dün MHP vardı katliamlarda, bugün “hassas Türk vatandaşı” MHP'liler linç girişimlerinde. Dün Kontr-gerilla, ETKO, TİT gibi isimler vardı saldırılarda provokasyon eylemlerinde, bugün derin devlet adıyla tanımlanan ilişkiler yumağı Susurluk'ta, Şemdinli'de. Dün “komünistler camiyi bombaladı” gerekçesi vardı, bugün “bayrağımız ayaklar altına alındı”. Dün düşünürler, yazarlar, gazeteciler saldırıya uğruyor, öldürülüyordu, bugün aynı saldırı düşünürlere ve yazarlara sürmekte. Dün tanklar, panzerler vardı muhalefetin önüne konulan, bugün protesto eylemine katılan 10.000 lerin üzerinde F-16 lar uçuruluyor. Dün katliamlarda, saldırılarda adı geçenler bugün “kahraman”, milletvekili, klüp başkanları. Dün “komünizm geliyor” tehdidi vardı, bugün “ülkemiz parçalanıyor”.
Ve yine hafızamız zayıf, “barışı seven” Total redçi Mehmet Tarhan yargılanıyor, Dünyada 19 Ülkede dayanışma içinde onunla, yurdum insanı sessiz...
Emil Galip SANDALCI'nın 26 Aralık 1979 tarihinde Demokrat gazetesinde “Zamandır” başlıklı yazısında: “ Kuşkusuz içinde yaşadığımız şu kokuşmuş, kanlı, haksız ve eşitsiz rezil ortamda faşizme, emperyalizme, şovenizme vb. karşı olacağımızı açıklamak doğaldır. Eğer asfalt yol üzerine kapaklanmış cesedi gazete kağıtları ile örtülü profesör dostumuzun (Orhan TÜTENGİL) öpülesi ak saçlı cansız başını TV ekranlarında seyrederseniz ve de cenazesinde -katili imişcesine- dipçiklenirseniz, ya da eşinizin, oğlunuzun, kardeşinizin, babanızın kanlı et parçalarını duvarlardan kazırsanız, gözü gitmiş, kolu bacağı kopmuş, delik deşik edilmiş, felç olmuş, tabanları patlatılmış, elektrikle delirtilmiş, ardına cop sokulmuş insanları tanır, bilirseniz... Elbette faşizmin yanında değilsiniz. Eğer insansanız, Hitlerleri, Himlerleri kıskandıracak Kahramanmaraş kıyımının yapıldığı bu ülkede şovenizm karşısına dikileceksiniz...” diyordu.