SAYI 67 / 05 ARALIK 2005

 

EN MAHREM MANZARALARIMIZI RESMEDEN SANATÇI
Belçikalı Ressam Jan Van Mechelen’le Röportaj
(İngilizce / English >>>)


Kubilay Akman
mkakman@mail.com




Belçikalı
ressam Jan Van Mechelen, Avrupa'nın soğuk pragmatizmini aşan yapıitıyla Doğu'ya oriyentalizmi asan bir pencere açıyor. Mechelen'in çalışmaları dünyanın birçok sanat merkezinde sergilendi. Onu, "sanat piyasasıi"ndaki birçok meslektaşından ayıran en önemli olgu, plastik sanatların dışındaki entelektuel alanlarla da (edebiyat, felsefe, dinler, vb.) buluşan bir söylem oluşturmuş olmasıdır.

Kubilay Akman:
Çalışmalarınızın mistik ve şiirsel bir etkileyiciliği var. Bunu nasıl başarıyorsunuz?

Jan Van Mechelen: Eğer benim sanatımın içerdiği mistik ve şiirsel bir öğe varsa, bu belki de imgeleri kendi içlerindeki mümkün olan en keskin ve en hakiki olarak yapmaya yönelik çabamdan kaynaklanır. Resmin varolabilmesi için resmin dışında dans edebilmeniz gerekir. Bu dansın bıraktığı izler imgenin çizgileri ve renkleridir. Sufizm, Hasidizm, Taoizm; bunların hepsinin verdiği tad ekmek ve çayın olduğu kadar mistiktir.

KA: Niçin her zaman insan bedenleri ve yüzler?

JVM: İnsan bedeni ve yüzü bizim en mahrem manzaramızdır, her şey oradadır: ağaçlar, bulutlar, kayalar, yağmur ve sıcaklık, tüm mevsimler bir yüzün içinde ve üzerinde gezinirler. İnsanın tarihi her saniyeyi sizden önce gözlerinizde billurlaştırır.

KA: Buda imgelerinin sizin için özel bir anlamı var. Bize biraz Buda’ya veya Budizm’e duyduğumuz ilgiyi açıklayabilir misiniz?

JVM: Buda’nın yüzünün formu, onun sükûneti ve iç-dış dünyaların farkındalığı, kendine ve ötekilere tanıdığı özgürlük, bunların tümü bana hitap eden öğeler.


Eyelash, Tea and Me

KA: Karmaşık/çeşitli teknikleri ve materyalleri bir arada kullanıyorsun. Bu özel sanatsal ifade yolunu veya dilini nasıl geliştirdin?

JVM: İnsan konuşarak kullandığı dili icat etmelidir. Ben net olarak bir tekniği kullandığımın farkında değilim. Çoğu zaman ellerimi takip ediyorum, yılardır süren günlük pratikler boyunca onlar ne yapmaları ve neden kaçınmaları gerektiğini öğrendiler. Bu, daima yeni topraklara yönelen bir ömürlük yolculuk.

KA: Sanatınızın edebiyattan beslendiğini sanıyorum. Yazar veya şair olarak favorileriniz kimler?

JVM: Edebiyat heyecan verici olabiliyor. O, zihnimi ve ressam ellerimi harekete geçiyor. Shakespeare, Proust, Rimbaud, Joyce, Chuang Tzu, Tu Fu, Montaigne, Villon...

KA: Coğrafi konum olarak Avrupa’nın kalbindesiniz. Ne var ki Belçika dünyanın büyük sanat merkezleri arasında değil. Şunu demek istiyorum, ülkenizde sizin gibi bazı sıra dışı sanatçılar var. Fakat Londra, Paris veya New York dünyanın sanat merkezleri olmaya devam ediyor. Bu konudaki görüşünüz nedir?


JVM: Belçika benim için enerji merkezi. Köşedeki kütüphanede tüm kitaplar, müzik ve bir tarih duygusu bulunabilir. Londra, Paris ve New York ise kullanışlı iş merkezleri, birçok şey birbirine yakın ve kolayca elde edilebilir durumda. Bu kentler güzel müzelere ve sergilere sahipler.

KA: Felicien Rops’un sanatına dair yorumlarınız nelerdir?

JVM: Bugünlerde Brüksel’de bir Rops retrospektifi var. Sergiyi gezmedim, fakat onun sanatından haberdarım.

KA: Daha önce de konuştuğumuz gibi, İstanbul’dan hoşlanıyorsunuz ve şehrimiz üzerine oldukça şiirsel ifadeleriniz var. İstanbul’da bir sergiyle bulunmak istiyor musunuz? Türkiye’ye yönelik bir planınız var mı?

JVM: İstanbul’a bir sergiyle gelmekten zevk duyardım. Türkiye’yle ilgili somut bir planım yok. Birisi bana böyle bir imkân sunsaydı bunu memnuniyetle değerlendirirdim.

KA: Tekrar Belçika. Sanırım, ülkenizin çok-kültürlü karakteri (Flaman, Fransız, Alman ve yabancı göçmenlere ait kültürler) Belçika sanatı ve entelektüel yaşamı için bir şans. Bana katılıyor musunuz?


SIMG0361

JVM: Tüm dünya burada özgürce deviniyor. Birçok farklı davranış stillerini absorbe edip kullanabilir ve aynı zamanda köklerinize yakın kalabilirsiniz. Bu bir güç olabilir.

KA: Son olarak, yeni projeleriniz ve sergileriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?

JVM: Önümüzdeki sergi İsviçre’de olacak. Şu an için, panel üzerine yağlıboya, oldukça kesif bazı küçük yüz figürleri üzerinde çalışıyorum. Bunların, tek yönlü bir bilet, evrendeki bir kara delik veya ışığı büken ve emen yerçekiminin görünmez merkezi gibi gözü ölümcül bir yolla cezbetmesini istiyorum.

KA: Bu güzel röportaj için teşekkür ederim.

JVM: Teşekkürler.


Loose Ends