Bu
ropörtaj, 1992'de reddini açıklayan ve 1996'dan beri aralıklarla
tutuklanan vicdani retçi Lazaros
Petromelidis ile WRI'den Kat Burton’un yaptığı bir röportajdır.
Kat Burton: Vicdanının seni orduya katılmaktan
alıkoyduğunu ilk ne zaman fark ettin? Lazaros Petromelidis: 1991'de üniversiteyi bitirip,
askerlik zamanı geldiğinde. 1987-88 yıllarından beri vicdani retçilerden
haberdardım, yani benim için yeni bir kavram değildi.
KB: Neden vicdani retçisin? LP: Kendimi hiç bir zaman orduda hayal edemezdim.
Başka bir şekide hizmet etmeyi seçme hakkı
istiyordum. Kimse neden orduda hizmet etmemiz gerektiğini sorgulamıyor,
neden 100bin kişilik bir
ordumuz olduğunu ve orduya neden bu kadar çok bütçe ayırdığımızı
sormuyor?
KB: Orduya ilk çağrıldığındane yaptın? LP: Orduya katılmak istemediğimi, fakat alternatif
bir hizmet yapabileceğimi belirten bir mektup
yazdım.
KB: Ordu ve otoriteler vicdani retçi
olduğunu açıkladığında sana nasıl davrandı? LP: Yetkililer mektubuma iki saat içinde yanıt
verdiler! Alternatif hizmetin Yunanistan'da olmadığını ve
orduya katılmak zorunda olduğumu söylediler. Mektubum onlara için
biraz tuhaftı. Vicdani reddi
önceki retçilerden dolayı biliyorlardı, ama kabul etmek istemiyorlardı.
Bana neden askere gitmek
istemediğimi sordular. Askere gitmemenin kötü bir şey olduğunu,
eğitimli bir olduğum için hayatımı
mahvetmemem gerektiğini söylediler!
KB: Vicdani reddini ilk açıkladığında
nasıl bir destek aldın? LP: Yunan Vicdani Retçiler Birliği'nden destek
aldım, böylece benimle aynı sorunları olan insanlarla bu
konuları tartışabildim.
KB: Arkadaşların ve ailen vicdani retçi
olman konusunda ne düşünüyor? LP: Arkadaşlarım bunu kendi kararım olduğu için
kabul ettiler. Ailem oldukça korkmuştu, çünkü bu
onlar için çok yeniydi. Orduyla sorun yaşamaktan korkuyorlardı.
Bunu onlarla tartışmak istemedim,
çünkü bu onlar için çok zordu. Babam; "Bu yaptığın çok ciddi,
askeri mahkemeyi düşün" dedi.
KB: İnançların ve Yunan yetkililerin
bu inançlarına tepkileri seni nasıl etkiledi? LP: 1992 – 96 arası hiç bir sorun çıkmadı. Kimse
4 yıl boyunca beni rahatsız etmedi. 1997'de herkesin
bildiği yasa çıktı ve ordu retçileri cezalandırmak istedi. O günlerde
çoğumuz tutuklandı ve retçi
hakkımızı ve sivil hizmet isteğimizi dile getiremeden tutsak edildik.
Bu sadece biz eski retçilere
dönük bir intikamdı. Kişisel olarak, benimle diğer retçiler arasında
bir fark vardı, çünk ben bilinen
bir adreste yaşamaya karar verdim, oysa diğer retçiler tutuklanmamak
için ev değiştiriyordu.
KB: Kaç kere ve neden tutuklandın? LP: Üç kez. 1998'de yoklama kaçaklığından. Sonra
1999'da, vicdan retçi statüm vardı, ama 30 aylık
sivil hizeti reddettiğim için tutuklandım. Eğer askere gitseydim,
4 ay yapacaktım. 4 ayı 30 ayla
karşılaştıramıyorum bile! Üçüncü tutuklanmam ise 2001'de oldu.
Yunanistan'da sizi askerlik için üç
ayda bir çağırıyorlar, dolayısıyla üç ayda bir askere çağrılıyorsunuz,
reddediyorunuz ve
hapsediliyorsunuz. Orduya katılmadığım için her üç ayda bir cezalandırılmamalıyım.
Aslında, şimdi
hapiste olmam gerekli, Aralık 2004'te gıyaben 2,5 yıl hapse mahkum
edildim. Bir zaman gelecek
ve beni tutuklamaya karar verecekler. Tamamen ellerindeyim, yapacak
hiç bir şeyim yok.
KB: Reddini açıkladıktan sonra Yunanistan'da
zorunlu askerliğe ve vicdani redde bakış nasıl değişti? LP: 80'lerin sonu ve 90'ların başında, Yunan
erkekler için ordu normal bir şeydi, kabul edilmişti. Kimse
"Neden askere gitmek zorundayım?" diye sormuyordu. Bence
şimdi, bir çok erkek askere gitmek
istemiyor ve böylece gitmiyorlar ya da yabancı bir ülkeye gidiyorlar.
Fakat kamusal olarak bunu
açıklamıyorlar – çünkü korkuyorlar. Devlet hastanesine gidip,
deli ya da melankolik olduğunuzu
söyleyip, 'askerliğe elverişsizdir' raporu almak daha kolay. Kimi
zaman Yunanistan'da yılda 3-4bin
kişi bu yöntemi kullanır. Reddimi ilk açıkladığımdan bu yana değişiklikler
oldu. Asıl sorun sivil
hizmetin süresi. Şimdi, yeni kanunda sivil hizmetin süresi, askerlik
hizmetinin süresinin iki katından
bir ay eksik. Hiç bir yasanın olmamasındansa, bu yasanın olmasının
iyi olduğuna inanıyorum.
Bence yıldan yıla daha iyi olacak bu yasa. Şimdilerde retçiler
çok değil. 100'den az ideolojik retçi
ve 1000 civarında Yehova Şahidi retçi. Yehova Şahitleri bizler
gibi kamusal mücadelede değiller,
bizler kadar etkin değiller. Daha fazla retçi olsa, daha iyi olurdu.
KB: İdeal koşullarda, Yunan otoriteleri
retçiler için nasıl bir düzenleme yapmalı? LP: Sivil hizmetin askerlikle aynı sürede olmasına
ihtiyacımız var.
KB: Mücadelenize devam etmekte hiç şüpheniz
oldu mu? LP: Hayır, hayır!
KB: Yunan vicdani ret hareketi
hakkında neler söyleyebilirsin – şimdiki hali, gelişimi ve geleceği? LP: Bir hareket değiliz, ama bir sesimiz var.
Son iki yılda, katılan gençler dolayısıyla sayımız arttı.
Gençleri; korkmalarına gerek olmadığına, kamusal olarak açıkladıklarında
onlara destek
olacağımıza ikna etmeye çalışıyoruz. Bu bizim için çok önemli.
Yunan toplumu vicdani reddi
tartışmıyor – biz tartışmaya 80'lerin sonunda başladık ve hala
devam ediyoruz. Bir şeyleri
değiştirdik. Ama pek kalabalık değiliz. Yunan Vicdani Retçiler
Birliği'yle çalışmak istemeyen retçiler
var, retlerin açıkladılar ama yalnız uğraşmak istediler. Yılda
iki-üç retçiden fazlasını beklemiyoruz.
Önceleri yılda bir retçi çıkmasından daha iyi bu! Azız, ama kuvvetimize
göre çok iş yaptık. On yıl
içinde, belki daha da önce, Yunanistan profesyonel orduya geçebilir,
ve şimdiki gibi bir vicdani ret
hareketine gerek kalmayabilir. Fakat, genel olarak militarizmi,
profesyonel askerlerin reddini ve
başka ülkelerdeki Yunan ordusunu tartışabiliriz. Fakat, orduların
sonu gelene kadar, devam
edeceğiz.