Asya
Kalkınma Bankası’nın (AKB) 38. Yıllık Guvernörler Toplantısı 4-6
Mayıs 2005 tarihleri arasında İstanbul, Lütfi Kırdar Kongre Merkezinde
düzenlenecektir. Bankanın 62 üyesi bulunmaktadır. Üyeleri arasında
42 Asya ülkesinin dışında ABD, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda,
Norveç, İsviçre ve Avrupa Birliği’nin 13 üyesinin bulunması dolayısıyla
AKB'yi bölgeselden ziyade küresel bir yapı olarak tanımlamak daha
doğrudur. Türkiye AKB’nin üyesi olmakla birlikte ulusal düzeyde
borç alan ülkeler statüsünde bulunmamaktadır.
Asya Kalkınma Bankası’nın son yıllardaki toplantılarına
ülke delegasyonları, sermaye ve medya temsilcilerinden oluşan
yaklaşık 3000 kişi katılmaktadır. 4 Mayıs Çarşamba günü yapılacak
resmi açılış ile başlayacak etkinlik, 5 ve 6 Mayıs tarihlerinde
sermaye çevrelerinin de katılacağı toplantılarla devam edecek
ve 6 Mayıs'ta kapanış yapılacaktır. 2 ve 3 Mayıs tarihlerinde
ise Asya’da ekonomik işbirliği ve küreselleşmenin ilerlemesi önündeki
engellerin tartışılacağı seminerlerin düzenlenmesi planlanmıştır.
Banka, daha önce de özellikle çatışma, iç savaş
ve savaş yaşanan ülkelere "kalkınma" "yoksulluğu
azaltma" vb. insani gerekçelerle ve finansman yardımı adı
altında bir dizi proje gerçekleştirmiş. Fakat "insan"
faktörünün yok sayıldığı, toplum üzerindeki negatif etkileri azaltmak
için hiçbir önlem alınmadığı, altyapı finansmanı sağlanan ülkelerin
aşırı borçlandırılarak daha da bağımlı ve boyun eğer hale getirildiği,
projenin gerçekleştiği ülkelerin tarihi, doğal ve toplumsal kaynaklarının
ulus ötesi şirketlere terk edildiği, proje bölge ve yörelerinde
kitlesel göçlerin yaşandığı Bankanın Vietnam, Pakistan, Afganistan'da
gerçekleştirdiği projelerde görülmüş. Ayrıca “yeniden inşa” bahanesiyle
doğal felaketler yaşayan ülkelere de yapısal uyum politikalarının
Banka aracılığıyla dayatıldığı görülmektedir.
Bankanın faaliyetleri ve desteklediği projeler
bakımından IMF, DB ya da DTÖ'den hiçbir farkının olmamasının da
ötesinde, hedeflenenin ne olduğunu görmek açısından programa göz
atmak bile yeterli olabilmektedir. Örneğin, 4 Mayıs günü öğleden
sonraki oturum, Türkiye'de 1994 krizinin patlak vermesinde önemli
bir rol oynayan Standard and Poor's isimli kredilendirme kuruluşuna
ayrılmıştır.
AKB’nin bu yılki toplantısında iki konunun öne
çıkması beklenmektedir. Bu konulardan birincisini Asya’nın yeni
kalkınmakta olan ülkelerinde sermaye piyasalarının geliştirilmesi
ve kurumsal yatırımcıların önümüzdeki dönem yaşaması muhtemel
sorunlarla birlikte yerel ve uluslararası kredi derecelendirme
kuruluşlarının tahvil piyasalarının işleyişindeki rolü oluşturmaktadır.
Toplantının diğer bir önemli gündemiyse Orta Asya’da alt yapı
sektörüne özel sektörün katılımıdır. Bu başlık altında ele alınacak
konularsa özetle şöyledir: Yollar, demiryolları, hava alanları,
bilgi teknolojileri, telekom gibi altyapı hizmetlerinin inşasında
ve işletilmesinde özel sektörün alabileceği roller ve bu yöndeki
fırsatlar yanında ulusal ve bölgesel altyapı faaliyetlerinin uluslararası
sermaye piyasaları ve uluslararası finans kurumları (IMF ve DB)
ile ticari bankalar üzerinden finanse edilmesi.
AKB VE KÜRESEL HAREKET
Asya Kalkınma Bankası 1966 yılında Asya-Pasifik
ülkelerinin “gelişmekte olan ülkelerine” kredi ve teknik hizmet
sunmak amacıyla kuruldu. Geçtiğimiz on-on beş yılda IMF ve Dünya
Bankası gibi etkinlik ve müdahale alanlarını hızla genişleten
AKB bugün Asya kıtasının kredi veren en büyük kuruluşlarından
bir tanesi. Yine diğer uluslararası finans kurumları (UFK) gibi
AKB de etkinlik alanını ve sağladığı kredi olanaklarını genişlettikçe
üye ülkelerin makro-ekonomik ve sektörel politikalarının oluşturulmasındaki
rolünü de artırdı. Bazı durumlarda üye ülkelerin bütçe ve kalkınma
hedeflerinin oluşturulmasında Banka’nın üye ülkenin seçilmiş hükümetlerinden
dahi daha fazla etkin olabildiği görülüyor. Banka üye ülkeler
üzerindeki gücünü artırdıkça bu ülkelerin kendilerine has kalkınma
modellerinden uzaklaşmalarının ve neoliberal ortodoks yaklaşımlara
teslim olmalarının da önünü açıyor. Bugün AKB, özel sektör yatırımlarının
finansmanında, IMF tarafından dayatılan yapısal uyum programlarının
uygulanması ve denetlenmesinde ve küresel ticaret kurallarının
uygulanmasında önemli görevler üstleniyor.
Banka’nın yürüttüğü kredi politikası üye ülkelere
eşitsizlik ve yoksulluğun büyümesi, yerel halkın yaşam koşullarının
ortadan kaldırılması ve ekolojik tahribat pahasına hızlı ekonomik
büyüme ve serbest pazar reformlarını dayatıyor.
AKB verdiği kredi miktarını gittikçe artırırken
kredi alma koşullarını da neoliberal yeniden yapılanmanın ihtiyaçları
doğrultusunda düzenliyor. Borç alan ülkelerden kamu sektörünü
küçültmeleri, kamu iktisadi teşebbüslerini özelleştirmeleri, temel
hizmetleri piyasalaştırmaları, emek piyasalarını esnekleştirmeleri,
kamuda çalışanların ücretlerinin asgari düzeyde tutulmasını, emeklilik
ve sağlık reformları aracılığıyla sosyal güvenceleri azaltmaları
isteniyor. Diğer taraftan üye ülkeler açısından kredilere ulaşmak
giderek daha pahalı hale getirildiğinden bu ülkelerin borç sarmalından
kurtulmaları neredeyse imkansız hale geliyor.
Küresel adalet hareketinin son yıllarda büyümesiyle
birlikte UFK'lerin faaliyetleri de giderek teknik meseleler olarak
görülmekten çıktı ve toplumsal mücadelenin ve politikanın konusu
haline geldi. Bugün bütün dünyada kapitalist küreselleşme mağdurları,
sendikalar ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri IMF, DTÖ ve
Dünya Bankası gibi kuruluşların faaliyetlerini takip ediyor, eleştiriyor
ve bu kurumların yarattıkları toplumsal ve çevre tahribatına karşı
uluslararası kamuoyunu bilgilendirmeye ve duyarlı kılmaya çalışıyorlar.
Bu anlamda Asya Kalkınma Bankası’na karşı yürütülen kampanyanın
da eleştirilerini üç konuda yoğunlaştırdığı gözleniyor. Bunlar
kısaca:
• AKB projelerinin tasarlanması, uygulanması,
denetimi ve değerlendirilmesinde kamusal katılımın eksikliği,
• AKB’nin yürüttüğü program ve projelerin topluma ve çevreye etkisi
ve Banka’nın faaliyetlerinin sorumluluğunu almak istememesi,
• AKB’nin yönetim yapısı ve karar alma mekanizmalarının gizliliği.
Şeffaflık ve Katılım Eksikliği
AKB tarafından finanse edilen projeler kapalı
kapılar ardında, üst düzey AKB yöneticileri, hükümet yetkilileri,
şirket yöneticileri ve teknik uzmanların pazarlıkları sonucunda
geliştiriliyor. Herhangi bir proje için yapılan araştırma AKB
tarafından finanse ediliyor. Dolayısıyla her yeni proje üye 63
ülkenin vatandaşları üzerindeki borç yükünü artırıyor. Bu süreçte
projelerden en çok etkilenecek olan yerel halka danışılmıyor.
Çoğu zaman araştırmalar bile bu insanların erişiminden uzak oluyor.
Hatta çoğu araştırma İngilizce yayınlandığı için karar aşamasına
müdahale edebilmek pek çok insan için imkansız hale geliyor.
Bu konuda iyi bir örnek AKB ve Japonya Uluslararası
Dayanışma Bankası’nın verdiği borçlarla finanse edilen Tayland
Körfezi’ndeki Samut Prakarn Atıksuyu Değerlendirme Tesisi. Tesis,
Samut Prakarn bölgesinden oldukça uzakta olan 3600 fabrikanın
ve pek çok yerleşimin atıklarını işleyecek. Bölgede yaşayanlar
için bu proje havanın, toprağın ve içme suyu kaynaklarının toksik
atıklarla zehirlenmesi ve yaşamlarını sağladıkları denizin zarar
görmesi anlamına geliyor. AKB ve Tayland hükümeti ise bölgenin
zaten ev atıklarıyla kirlendiğini iddia ediyor. Yerel halk ve
bağımsız araştırmacılar tarafından toplanan bilgiler ise evsel
ve fabrika atıklarının farklı değerlendirilmesi gerektiğini ve
tesisin bu kapasiteye sahip olmadığını ortaya çıkarıyor. Yapılacak
olan farklı bölgelerden toplanan atığın birçok insanın yaşamını
sürdürmesini sağlayan su kaynaklarına boşaltılması.
Tüm bu muhalefete rağmen AKB proje konusundaki
tutumunu korurken, şeffaflık, karar aşamasına kamuoyunun da katılması
ve geri bildirim ilkelerini ihlal ediyor. Projenin oluşmasında
etkili olan araştırmalar kamuoyuna açık değil. Üstelik tesisin
bölge üzerindeki çevresel, sosyal ya da ekonomik etkilerine dair
bir değerlendirme de yapılmamış. AKB tarafından projeyi tekrar
gözden geçirmek için atanmış grup ise, yerel halka göre tesisin
kurulacağı Klong Daan’a gitmek yerine yine AKB tarafından yaptırılmış
araştırmaların bulgularına dayanarak tesise yeşil ışık yaktı.
Toplumsal Yaşam ve Çevre Üzerindeki Tahribat
AKB’nin en önemli faaliyet alanını doğal kaynakların
kullanımına ve altyapının geliştirilmesine ilişkin projelerin
finansmanı oluşturuyor. Özellikle çatışma, iç savaş ve savaş yaşamış
veya doğal felaketlere uğrayan ülkelerin (Orta Asya, Afganistan,
Doğu Timor, Tsunami felaketinin etkilediği ülkeler gibi) “yeniden
inşalarına” yardımcı olmak amacıyla başlatılan projeler yukarıda
belirtildiği gibi neoliberal politikaların uygulanmasının araçları
haline getirilerek toplumsal ve doğal tahribatın büyümesine, yerel
halkın daha da yoksullaşıp yeni krizler karşısında korumasız bırakılmasına
neden olmaktadır.
Banka’nın çoğu zaman diğer UFK'lerle yürüttüğü
pek çok projede yerel halkın evlerini ve geçim araçlarını kaybettiği,
zorunlu olarak yerleşim yörelerini terk ettikleri ve kentlerin
gecekondu mahallelerine göç etmek zorunda bırakıldıkları, kültürel
ve sosyal yapılarının bozulması ile beraber uyumsuzluk, yabancılaşma,
işsizlik ve ekonomik sorunlarla baş başa bırakıldıkları görülmektedir.
Beslenme bozuklukları, ruh sağlığı sorunları, şiddete eğilim bu
sürecin toplumsal maliyeti olarak sık karşılaşılan sağlık sorunlarıdır.
AKB’nin kendi açıkladığı rakamlara göre 1994-1999
arası yürütülen projeler kapsamında uygulanan zorunlu yeniden
iskan politikalarından etkilenen insanların sayısı 713,320’dir.
114,298 kişi bu projelerden doğrudan etkilenmiş yani yaşadıkları
bölgeleri terk etmek zorunda bırakılmışlardır. Banka bu insanlara
tazminat ödemeyi reddetmektedir.
AKB’nin projelerinin en büyük çevresel zararlarından
biri fosil yakıtla çalışan santrallere yapılan yatırımdır. Küresel
ısınmanın son derece önemli bir sorun olduğu bu dönemde, AKB yenilenebilir
enerji türlerini destekleyecek yatırımlar yapmak yerine kömür
kullanan elektrik santrallerini finanse etmektedir. Örneğin Mae
Moh Madeni ve Santrali Tayland‘daki halkın yaşamın olumsuz etkilemekte,
santralden çıkan sülfür dioksid ve nitrojen oksit gazları asit
yağmuru riskini artırmaktadır.
Madenin açıldığı 1960’ların sonlarından bu yana
yaklaşık 30.000 insan yerlerinden edilmiştir. Kömür tozu sülfatlar
ve toksik kimyasallarla birlikte rüzgarın da etkisiyle çevredeki
su kaynaklarına taşınmaktadır. Her yıl yaklaşık olarak 1,6 milyon
ton asit sülfür gazı duman yoluyla pirinç tarlalarına ulaşmakta
ve Mae Moh halkı için çok ağır sağlık problemleri oluşturmaktadır.
Bir diğer sorun geniş çaplı hidro elektrik santralleri.
AKB büyük santrallere karşı dikkatli olacağını açıklamış olmasına
rağmen Yali Falls Barajı (Vietnam) projesini finanse etmiştir.
Proje 2000 yılında Kamboçya ve Vietnam halklarına danışılmadan
uygulamaya konulmuştur. Projeyle birlikte Se San Nehri’nin hidrolojisi
değişmiş, pirinç tarlaları ve sebze bahçeleri zarar görmüş, 36
kişi ve pek çok hayvan boğularak ölmüştür. Ayrıca baraj balık
avlama olanaklarına ve balık türlerine zarar vererek Kamboçya’nın
Ratanakiri ve Stung Treng bölgelerinde yaşayan on binlerce insanın
yaşamın etkilemiştir.
Asya Kalkınma Bankası da tıpkı Dünya Bankası
ve IMF gibi kredi verdikleri hükümetlerden saydamlık adı altında
hesap isteyebilirken, kendileri ürettikleri projeler ve verdikleri
zararlar konusunda sorumluluk almamaktadır.
Yönetim Yapısı ve Karar Alma Mekanizması
Asya Kalkınma Bankası’nın en üst düzey karar
organı Guvernörler Kurulu olmasına rağmen kritik kararlar büyük
ölçüde Yürütme Kurulunca alınmaktadır. Guvernörler Kurulu üye
63 ülkeden birer temsilcinin katılımıyla nispeten demokratik bir
görüntü sergilerken, 12 üyeden oluşan Yürütme Kurulunda Amerika,
Japonya ve Çin’in ağırlığı bulunmaktadır. Banka’nın başkanlığı
geleneksel olarak Japonya tarafından atanırken üç başkan yardımcısı
ise sırayla Amerika, Avrupa ve Asya tarafından belirlenmektedir.
Banka’nın yönetim yapısı kuşkusuz onun güçlü ülkelerin ve büyük
şirketlerin çıkarları yönünde hareket etmesini kolaylaştırmaktadır.
AKB’nin yıllık toplantılarının düzenlendiği ülkelerde
Asya ülkelerinde bankanın politikalarına karşı yıllardır faaliyet
sürdürmekte olan sivil toplum kuruluşları, özellikle toplantılar
sırasında kitlesel eylemler, sokak gösterileri, kapalı salon toplantıları
düzenlemekte ya da AKB tarafından düzenlenen panellere katılarak
toplantıları engelleme ve diğer eylem çeşitleri ile bankayı teşhir
etmeye ve halkları bilgilendirmeye çalışmaktadırlar. 4-6 Mayıs
arasında Türkiye de Asya’nın çeşitli ülkelerinden gelen sosyal
hareketler ve küreselleşme mağdurlarının temsilcilerine ev sahipliği
yapacak. Böylece Endonezya’da özelleştirmeler sonucu işten çıkarılan
işçilerle Türkiye’de aynı sorunu yaşayan işçiler, Chasma sulama
projesinin evlerinden, yurtlarından ettiği insanlarla Munzur projesinin
mağdurları bir araya gelecek, deneyimlerini paylaşarak sorunlarına
birlikte çözüm arama fırsatı bulabilecekler. Çevre örgütleri temsilcileri,
insan hakları savunucuları, borçların iptali için mücadele eden
aktivistlerin de aralarında bulunduğu onlarca katılımcı bu tarihler
arasında İstanbul’da olacak.
Bu toplantı, AKB ile birlikte IMF, Dünya Bankası,
DTÖ gibi uluslararası ekonomik kurumların ve kapitalist küreselleşmenin
yarattığı tahribatın teşhir edilmesi, topluma anlatılması açısından
önemli bir fırsat doğuruyor. Dolayısıyla Türkiye’de bu mücadelelerin
öznesi olan örgütlerin bu buluşmada yer almaları, yapılacak etkinlikleri
hep beraber örgütlemeleri önemlidir.
Irak'ın işgal sürecinde ve sonrasındaki
yapılanmasında ya da işgalin temel amacı yönünde yapılacak çalışmalarda
AKB'nin aktif olarak görev alacağı ve Irak halkının küreselleşme
sürecine zor yoluyla eklemlenmesinin, önemli aktörlerinden biri
olacağı kuşkusuzdur. Yalnızca bu yüzden bile AKB'nin küresel eylemliliklerle
protesto ve teşhir edilmesi, dünyadaki küreselleşme ve savaş karşıtı
harekete Türkiye'den de güçlü bir destek anlamına geleceği için
ayrı bir önem taşımaktadır.
Daha Geniş Bilgi İçin:
Asya Kalkınma Bankası
Karşı Etkinlikler Çalışma Grubu
Barış Alp Özden 0536 – 960 60 05
Maral Jefroudi 0533-340 46 26
ASYA KALKINMA BANKASI
KARŞI ETKİNLİKLER TASLAK PROGRAMI:
1 Mayıs Asya’dan aktivistlerin gelişleri ve ön görüşmeler İSF bürosu
ve Karakedi Kültür Merkezi
2 Mayıs Asya’dan ve Irak’tan aktivistlerin gelişleri ve hazırlık
toplantısı Karakedi Kültür Merkezi
3 Mayıs Basın toplantısı Makine Mühendisleri Odası 11.00
3 Mayıs Asya Kalkınma Bankası Günü (Banka yetkilileriyle tartışma
toplantısı) Bir üniversite 14.00-19.00
4 Mayıs Toplantı Bir üniversite
5 Mayıs Forum (Uluslararası Finans Kurumlarının rolü, Savaşlar ve
yeniden yapılanma, enerji, boru hatları, iklim değişikliği, yerel
kampanyalar) Taksim Hill Oteli 14.00–20.00
6 Mayıs Kitlesel basın açıklaması Taksim Meydanı 12.00
6 Mayıs Değerlendirme toplantısı* Makine Mühendisleri Odası 18.00
7 Mayıs Aktivistler ayrılıyor
8 Mayıs Aktivistler ayrılıyor
* Asya’dan gelecek aktivistler aynı zamanda Asya
Kalkınma Bankası’nın resmi toplantısına da katılacaklar. Bu son
değerlendirme toplantısında bu konuda içeriden bilgiler de edinebilir.
AKB Karşı Etkinliklere Asya’dan Katılacak Kurumlar:
- Mushtaq Gaadi, Chasma Lok Sath, Pakistan
- Bangladeş, Endonezya veya Tayland’dan AKB projerinden etkilenen
insanlar?
- Abdul Mahdi Hammad, Petrol İşçileri Sendikası, Irak
STK Forum (AKB’nin yol açtığı sorunlara karşı bir
araya gelen sivil toplum örgütlerinin forumu) üyeleri:
- Bank Information Center – AKB’nin politika ve
projelerini izleyen ve teşhir eden bir STK
- Focus on the Global South – AKB ve Uluslararası Finans Kuruluşlarının
(UFK) politikalarını, savaşı, yeniden yapılanma projelerini, ve
UFK yönetimlerini izleyen bir STK.
- Freedom from Debt Coalition- Özelleştirme karşıtı (su ve enerji)
ve borçların silinmesi için kampanya yapan Filipinli bir STK.
- Friends of the Earth (FOE), Filipinler ve FOE, International –
Uluslararası bir çevre örgütü
- Gopal Siwakoti Chintan (insan hakları avukatı), STK Forum
- Hemantha Withanage (çevre aktivisti), STK Forum’un yeni yöneticisi
- Isagani Serrano, Filipinler Kırsal Yeniden Yapılanma Hareketi
- Jessica Rosien (STK Forum’unun uzun süreli aktivisti ve destekleyicisi),
Mekong Koordinatörü, Oxfam Avustralya
- Michael Simmon (AKB konusunda kampanya aktivisti), Oxfam Avustralya
- Natalia Ablova, Bureau for Rule of Law and Human Rights, Kırgızistan
- Red Constantino, Greenpeace
Bu isimlerin yanı sıra, başka katılımcılar
da olabilir.
Ayrıca No Logo kitabının yazarı Naomi Klein ve Focus yöneticilerinden
Walden Bello gelme ihtimali olan isimler. Şayet Naomi Klein ve Walden
Bello gelirse, onlar için de ayrıca toplantılar yapacağız.