11800’lü
yılların ortalarında İtalya’da Pompeii’de kazı yapan bir grup
arkeolog o güne kadar karşılaşmadıkları türde bulgularla karşılaşırlar.
Küçüklü büyüklü heykellerden, duvar resimlerine, mozaiklere, kap-kacak
desenlerine uzanan bu arkeolojik buluntuların hepsinin ortak özelliği
cinsellikle ilgili olmalarıydı. Bugünün koşullarında bile hayli
mühtehcen sayılabilecek bu eserler Roma İmparatorluğunda seçkinlerin
hayatını resmediyordu.
1850 yılında Alman arkeolog C. O. Müller bu resimleri
ve heykelleri tanımlamak için pornografi sözcüğünü buldu. Köken
olarak Eski Yunancada ‘fahişeler hakkındaki yazı’ anlamına gelen
pornographein sözcüğünden türetilen ve günümüzde kısaca porno
olarak bilinen olgunun yıllar içinde değişmesi ve şekillenmesi
gerek teknolojiyle gerekse toplumların kültürel yapılanmalarıyla
içiçe olmuştur.
Ülkemizde ise bu olgu, her zamanki gibi nedenselleştirme
bağlamında sağlıklı bir düşünce dizgesiyle ele alınmadan, doğrudan
bu olgunun ortaya çıkardığı sonuçlarla ilgilenilmiştir. Ve ortaya
genel geçer bir yargı konmuştur: porno kötüdür. Kaçınılmalıdır.
Böylesi derin konuları başka
bir yazıda ayrıntılarıyla irdelemek üzere, kimsenin yapmadığını
yapalım,
porno güzeldir üstelik bir sanattır da, diyelim ve bu önermeyi,
Andrew
Blake filmlerini temel alarak, destekleyelim.
Günümüzde
dergileri, kitapları, klüpleri, filmleri, web siteleriyle büyük
bir endüstri haline gelmiş olan porno kültüründe Andrew Blake’in
sinema yönetmeni olarak ayrıcalıklı bir yeri vardır. Porno filmlerde
metaforun neredeyse hiç kullanılmaması, konu ya da senaryonun
çok basit olması erotizmle porno arasına keskin bir sınırın konmasına;
erotizm olumlanırken pornonun onun bir alt kültürüymüşcesine olumsuzlanmasına
yol açmıştır. Başka bir deyişle erotizm başlı başına bir sanattır,
hatta neredeyse sanatın özüdür. Fakat pornonun, az önce de vurgulandığı
gibi, genel anlayış çerçevesinde sanatla bir ilişkisi yoktur.
Daha doğrusu birçok kişi için pornonun sanat olabilme şansı dahi
yoktur.
Bu çıkarımlar Blake filmleri için geçerli değildir.
Blake öncelikle ressamdır. Kendi deyişiyle film yönetmenliğini
bir tutku olarak yapar. Yılda sadece üç film çeken Blake’in filmlerinde
kadınlar ön plandadır ve yönetmenimiz dünyanın değişik bölgelerinden
fiziksel olarak güzel kadınlar ve erkeklerle çalışır. Özellikle
kadınlar gerek makyajları gerekse saç biçimleriyle mükemmeldir.
Fetiş nesneleri filmlerde önemli bir yer tutar:
siyah ya da kırmızı
latex ya da deri giysiler, ucu tüylü uzun çubuklar,
ilginç
tasarımlı kolyeler, küpeler, göbek ya da klitoriste piercing,
bunlarla birlikte kullandığı mekan ve o mekanda yer alan bütün
nesneler birer cinsel nesne haline gelir. Başka bir deyişle mekan
kurgusaldır; kimi zaman Paris ve Venedik gibi dünyanın ünlü şehirleri
fon olarak kullanılsa da kapalı mekanların tasarımdaki minimalist
yaklaşımlar, az önce de sözettiğimiz gibi her bir nesneye cinsellik
odaklı bir kişilik verir. Onun filmlerinde odaklanma cinsel ilişkiye
giren insanlara değil ortamla bütününedir. Böylece porno filmlerin
o tekdüze, ilk beş dakikasından sonra sıkıcı hale gelen tempoları
Blake filmlerinde baştan sona bütüne yayılarak, alınan haz artarak
devam eder. Filmlerde hız yoktur. Aksine yavaş olan tempo zamanı
ve uzamı algılamanızı destekler. Filmi oluşturan parçalar baştan
sona doğrusal çizgi halinde
gitmez, kurguyu bütünleyen başka parçaların araya
girmesiyle filmler seri üretim olan diğer ucuz porno
filmlerden belirgin olarak ayrılır. Müzik de onun filmlerinde
çok belirleyicidir. Filmlerin akışına uygun kimi zaman caz
kimi zamansa new age tarza yakındır.
Blake’in ressam olması onun boyalar ve renklerle
başka bir bağ kurmasına yol açar. Çıplak bir kadının bedenindeki
kaplan desenleri, mavi yüzlü bir kadının küçük bir gölde tanrıçaları
andırarak yüzmesi, su yüzeyindeki nilüfer çiçeklerinin filizleriyle
klitoris arasında kurulan analoji şaşırtıcıdır. Her ne kadar diğer
renkleri kullansa da siyahın yeri; lateksler, deriler, uzun tül
çoraplar, kısa etekler, yüksek topuklu ayakkabılarla ön plandadır
onun filmlerinde.
Blake filmleri erkekler kadar kadınlara da hitap
eder. Hatta
bazı filmleri tamamen kadınlar içindir, diyebiliriz. Örneğin
hiçbir erkeğin rol almadığı Regina Hall, Sophie Evans,
Adriana, Kate More, Zdenka, Bree Maddox, Dale Bonet
gibi ünlü mankenlerin rol aldığı 2000 yılı yapımı ‘Secret Paris’
için çok bilindik olacak ama ‘cinsel hazlara hitap eden görsel
bir şölen’ diyebiliriz. Daha önce söz ettik ancak bir kez daha
vurgulamalıyız dünyanın en güzel kadınları onun filmlerindedir.
Başka bir deyişle çiftler de birlikte rahatsızlık duymadan izleyebilirler
filmleri. Onun filmlerinde kadınlar kadın kokar, erkekler de erkek.
Her ne kadar çoğu zaman kadın kadına ilişki ya da orgy sahneleri
olsa da oyuncular belirli bir yaşta ve fiziksel olgunluktadır.
Örneğin ‘Hidden Obsessions’ da, yine bilindik porno filmlerin
tersine kadınların hazzı ön plandadır.
Blake filmlerinde suyun belirleyici bir rolü
vardır. Bir havuzun derinliklerinde sevişen uzun saçlı iki kadın
ya da havuzun öte yanındaki kadına dipten yüzerek giden çıplak
bir erkek insanı eski çağların Egesine taşır. Sevişme ve insan
bedeni onun filmlerinde yüceltilir.
Son söz olarak denebilir ki Blake her hangi bir
konuyu anlatmak için cinselliği kullanmıyor. Doğrudan cinselliği
konu alıyor, işliyor. Hazların ifadesini sunuyor ya da paylaşıyor.
Cinsel organları kutsallaştırıyor. Blake sanat yapıyor, porno
sadece bir araç onun için.
Andrew Blake filmografisinden seçmeler
Hard
Edge Oyuncular: Kelle Marie, Adriana Sage, Julia Taylor,
Faith Adams, Julian, Adriana, Justine, Nika, Nicola
Süre: 116 Dakika
Yıl: 2003
Possessions Oyuncular: Nikita, Vicca, Anita Blond, Dahlia Grey,
Taylor St. Claire
Süre: 110 Dakika
Yıl: 1998
Secret
Paris Oyuncular: Regina Hall, Sophie Evans, Adriana, Kate
More, Zdenka, Bree Maddox, Dale Bonet
Süre: 105 Dakika
Yıl: 2000
House of Dreams
Oyuncular: Zara Whites, Ashlyn Gere, Jeanna Fine,
Saber, Raven, Veronica Dol, Valerie Stone, Nicole
Wild, Kristen, Randy Spears, John Stagliano
Süre: 75 Dakika
Yıl: 1990
Girlfriends
Oyuncular: Sierra, Justine, April, Aria Giovanni,
Monica Mendez
Süre: 80 Dakika
Yıl: 2002
Blonde and Brunettes
Oyuncular: Anita Blond, Aria Giovanni, Kelle Marie,
Kyla Cole, Terri Summers
Süre: 95 Dakika
Yıl: 2001
High Heels
Oyuncular: Dahlia Grey, Kelly Havel, Isabella Camille
and Pamela Petrokova
Yıl: 1998
Pin-Ups
Oyuncular: Dahlia Grey, Lea Martini, Katja Kean, Regina
Hall, Avalon, Petra.
Yıl 2000
Andrew Blake's Girls
Oyuncular Tori Welles Jamie Summers Ashlyn Gere Ashley
Lauren Porsche Lynn Zara Whites Jeanna Fine Director
Süre 120 Dakika
Yıl 1999
Les Femmes Erotique
Oyuncular Julia Ann Dahlia Grey Raven P. J. Sparxx
Sunset Thomas Kelly O'Dell Deborah Wells Christine
Tyler Marc Wallice Randy West Peter North Aaron Colt
Production Company Studio A Entertainment
Süre 120 Dakika
Yıl 1993
11800’lü
yılların ortalarında İtalya’da Pompeii’de kazı yapan bir grup
arkeolog o güne kadar karşılaşmadıkları türde bulgularla karşılaşırlar.
Küçüklü büyüklü heykellerden, duvar resimlerine, mozaiklere, kap-kacak
desenlerine uzanan bu arkeolojik buluntuların hepsinin ortak özelliği
cinsellikle ilgili olmalarıydı. Bugünün koşullarında bile hayli
mühtehcen sayılabilecek bu eserler Roma İmparatorluğunda seçkinlerin
hayatını resmediyordu.
Günümüzde
dergileri, kitapları, klüpleri, filmleri, web siteleriyle büyük
bir endüstri haline gelmiş olan porno kültüründe Andrew Blake’in
sinema yönetmeni olarak ayrıcalıklı bir yeri vardır. Porno filmlerde
metaforun neredeyse hiç kullanılmaması, konu ya da senaryonun
çok basit olması erotizmle porno arasına keskin bir sınırın konmasına;
erotizm olumlanırken pornonun onun bir alt kültürüymüşcesine olumsuzlanmasına
yol açmıştır. Başka bir deyişle erotizm başlı başına bir sanattır,
hatta neredeyse sanatın özüdür. Fakat pornonun, az önce de vurgulandığı
gibi, genel anlayış çerçevesinde sanatla bir ilişkisi yoktur.
Daha doğrusu birçok kişi için pornonun sanat olabilme şansı dahi
yoktur.
çubuklar,
ilginç 
Hard
Edge
Secret
Paris
Wet
