Sevgili
dostlar,
Burada bulunan herkese teşekkür etmek istiyorum. Farklı yerlerden
başladığımız Barış çağrımızın finaline ulaştığımız halde, bu güzel
gecede yeniden birlikteyiz. Bu gece ne Kıbrıslı Türk ne de Kıbrıslı
Rum göremiyorum. Bu gece Orastesi ve Menteshi , Kyriakos ve Mustafayı
görüyorum. Bu gece Laleyi ve Sandrayı ve Chail ile Elenayi görüyorum.
Bu gece Kıbrıslı yüzleri ve yüzlerde okunan ve yaşanan barışın değerli
yaşam tarzını görüyorum. Bu gece birlikteliğin bir düş değil gerçeğe
dönüşünün gerçekliğini görüyorum. Politik çözümden önce, politik
çözüm sırasında ve sonrasında barışı inşa etmeye ihtiyacımız olduğuna
inanıyoruz ve bu nedenle elimizden geleni yapmaya devam ediyoruz.
Şimdiye kadar ola gelen haksıklıklara, kadere ve nefrete karşı barışı
kalkan olarak kullandık ve kullanıyoruz. Birçok savaş kahramanlarımız
var. Gerçekten ihtiyacımız olan ise barış kahramanları ve işte sizler
bu gece burada bizimle birliktesiniz.
Bu gece yüzyıllardır Kıbrısta çocuklarımıza karşı işlenen şuçla
ilgili konuşmak istiyorum. Her iki tarafta da sistemli bir şekilde
işlenen ve kullanılan zavallı kurbanların acısını birlikte yaşadık
ve adamıza anlaşmayı ve çözümü de yine birlikte getireceğiz. Her
iki tarafta da sadece kendi tarafımızda olan acıları diğer tarafı
suçlayarak yaşadık. Yaşanan savaş acıları en korkunç şekliyle kaydedilip,
en ince ayrıntılarına kadar çocuklarımıza gösterildi. Bazıları buna
tarih diyor. Bazıları bunların asla telafi edilemeyecek acılar olduğunu
söylüyorlar. Fakat bunlar öykünün sadece bir tarafı- sadece tek
taraflı. Buradaki en önemli husus ise bu tek taraflı seçilmiş öykülerin
en büyük acıyı da beraberinde getirmiş Hepimiz barış ve çözüm isteyen
tüm Kıbrıslılar bütün bu acıları geride bırakmalıyız ve barış dolu
çözüme giden yolu hep birlikte inşa etmeye yılmadan usanmadan devam
etmeliyiz. Kendi yaşadığımız acılarımız bizi kör ettiğinden öteki
tarafın da en az bizim kadar acı çektiğini görmez olduk. Kendi acımızın
en önemli acı olduğuna inandığımızdan sadece kendimizin bu acıları
yaşadığına kendimizi inandırdık. Oysa acılarımız da ortak barış
dileklerimiz de. Dikkatlice seçilip önümüze koyulan olaylar doğrultusunda
büyük bir yalana da ortak olduk şimdiye kadar ve ötekileri hep barbar
gördük. Tek taraflı bakış açısıyla büyüyen çocuklarımız hep öteki
tarafı suçladı ve hep düşman gördü. Güvenilmemesi gereken taraf
olarak gördü, çünkü bize karşı öteki taraftan korkunç suçlar işlenmiş
olduğuna inandı. Bu yanlış inanış ve düşmanlıklar sistemli bir şekilde
büyüyüp gelişti ta ki bu günlere gelene kadar. Artık birbirimizle
savaşmıyoruz. Artık birbirimizin yüzlerine boyanan şeytan maskelerini
söküp attık.
Bu gece buraya bütün bunların artık yaşanmayacağını söylemeye ve
onaylamaya geldik. Bütün bu yıllar boyunca insanların acıları tek
taraflı olarak patlak verdi ve birbirimizi ayıran duvarın inşa edilmesini
sağladı. Bu gece buraya her iki tarafında yeterince acı çektiğini
kanıtlamaya geldik. Bununla birlikte birbirimizin acısını en ince
ayrıntısına kadar anladığımızı ve birbirimizin acılarını paylaştığımızı
göstermeye geldik. Bu gece burada hep beraber olabilmemizin sebebi
artık bizi ayıran acı dolu duvarın yıkılmasıdır. Şimdi de barış
köprüsünü inşa etmenin zamanıdır. Insanca yaşamanın bir gereğidir
bu. Kıbrıslı Rumların ve Kıbrıslı Türklerin acılarını birlikte paylaşıyoruz
ve ayrımcılık yapmayı kesinlikle reddediyoruz. Kıbrıslı Türk ve
Kıbrıslı Rum annelerin gözyaşlarının da kesinlikle ayni değeri paylaştığına
inanıyor herhangi bir farklılık görmüyoruz. Her iki tarafın anneleri
kaybettikleri oğullarının ardından ayni acı dolu gözyaşlarını döktüler.
Acı sınır tanımaz. Biz barış elçileri olarak her iki tarafın acılarını
ve yaşanan olayları anlıyoruz ve barışı inşa etmeye kararlıyız.
Her ne kadar politika ile bağdaşmasa da. Politik dille bu açık olarak
ifade edilmese de. Politize edilmeyen sözler ancak barış kültürünün
gelişmesini, karşılıklı toleransın gelimesini ve karşılıklı anlayışın
gelişmesini sağlar. Politize edilmiş hiçbir sözcüğün barışa katkısı
yoktur olamaz bunu her iki toplumun barış temsilcileri çok iyi bilmektedir.
Bunu tüm Kıbrıslılar yaşayarak tecrübe edinmişlerdir. Baskın bir
Barış kültürü ancak bu politize edilmiş söylemleri çözüme yönlendirebilecektir.
Baskın bir barış kültürü politik bir çözümün zaman içerisinde gerçekleşmesini
sağlayabilecektir.. Hafızamızdaki ve içimizdeki duvarları yıkarsak
ancak diğer tüm duvarları yıkabiliriz. Şu anda hala daha aramızda
bulunan utanç duvarları hala daha kanayan yaramız gibi orada durmaktadır
ve hala daha ortak evimizi ikiye ayırmaktadır.
*Kıbrıslı Rum öğretmen
ve barış aktivisti. Pek çok iki toplumlu grubun özellikle gençlik
gruplarının oluşumuna öncülük etti.