SAYI 11 / 03 HAZİRAN 2004

 

ORTALIK YILDIZDAN GEÇİLMEZKEN KONUYU ANLAYIP YORUMLAYABİLMEMİZ İÇİN BİR KİTAP:
TARKAN/YILDIZ OLGUSU


Devrim Güven



Türkiye’de, hangi konu olursa üzerine yeterince düşünülmez, tartışılmaz, yazılmaz çizilmez. Birçok konunun değil yazılıp tartışılması, konuşulması bile ya adı konulmuş devlet kanunlarıyla ya da adı konmamış toplum kanunlarıyla yasaktır. Ülkemiz bu haliyle büyük kentlerimizin bazı yerleri dışında, birçok insanın inanmak istemeyeceği bir şekilde biraz daha modern bir Afganistan durumundadır.

Okullarında yakın tarih yerine çok eski tarihlerin okutulduğu ülkemizde hiçbir şeyin üzerinden anlayarak, düşünerek geçemiyoruz. Buna en iyi örnek ise 1990’larda toplumsal yaşamın her alanında bir kısırlık görülürken, pop müzikteki (bunun sonucunda da pop yaşamdaki-hatta pop şiirdeki) bir patlamanın yaşanmış olması. Herhangi bir kitap ilk baskısını 1000 adet yaparken, gazeteler
verdikleri ilgili ilgisiz şeylerle ancak ayakta ancak kalabilirken, pop müzik şarkıcılarının kasetleri, CD’leri, ne kadar kalitesiz olurlarsa olsunlar her yerde satar, dinlenir oldu. Hatta birçok kitabevi kitap raflarını kaset raflarının arkalarına koydu. Bir çelişkiler ülkesi olan Türkiye’de, aslında bu duruma pek kimse de şaşmadı, üzerinde fazla kafa da yormadı. Ne yazık ki akademik çevreler de her zamanki kısırlıklarıyla, belki artık kendilerinden bir şeyler de beklenmediğini hissederek bu duruma kayıtsız kaldılar.

Bu verimsizlik ortamında neyse ki bir akademisyenin, Anadolu Üniversitesinden N.Aysun Yüksel’in sabah tesadüfen televizyona çıkıp akşam yıldız olabilen onlarca insanın dolu olduğu, gençlerinin rüyalarında manken, futbolcu, şarkıcı olduklarını gördükleri ülkemizde, bu konuların neden sonuç ilişkilerini dünyadaki örnek durumlar da
göz önünde bulundurularak yapılmış ender çalışmalarından birinin basılmış olması beni sevindirdi. Çünkü her ne kadar paradoksal gibi görünse de kaset satışları milyonları geçen Tarkan’ın bir bilimsel çalışmaya konu olmasının Tarkan’ı dinleyen, konserlerine giden ve sevenleri tarafından okunmayacağı, dolayısıyla bu çalışmanın kaset satışlarının binde biri kadar satacağı da, okuyanların çoğunun da Tarkan dinlemeyen insanlar olacağı da su götürmez bir gerçektir. Çünkü insanlar daha az emek sarf ettiren şeylerle meşguller, maalesef henüz kasetçi raflarından kitapçı raflarına henüz geçemiyorlar. Zaten kitap da starları, süper starları ortaya çıkaran koşulları ve onların kimler tarafından tüketildiğini ve sahiplenildiğini gayet iyi anlatıyor. Elbette Tarkan’ın sevgililerinin anıları, Tarkan’ın askerlik anıları ya da Amerika’daki Tarkan günleri konulu sansasyonel kitaplar çıksaydı hem Tarkan hem hayranları hem de o kitapları basan yayınevi daha mutlu olacaklardı.

Her ne kadar kitabın büyük bir bölümü ‘yıldız olgusu’na ayrılmış, bu veriler ışığında Tarkan incelenmiş olsa da (Tarkan adı yerine herhangi bir pop şarkıcısının adını koysanız da, konu açıklıkla anlaşılır) ben sırada olan Zeki Müren’den sonra İbrahim Tatlıses, Ajda Pekkan, Müslüm Gürses üzerine yapılacak çalışmaları sabırsızlıkla bekleyeceğim. Bu çalışmaların arka planında çünkü tüm ayrıntılarıyla Türkiye’nin yakın toplumsal tarihi, geçirdiği ve bir türlü de kurtulamadığı sancılı süreçler yatmakta.