SAYI 3 / 18 MART 2004

 
GAZETELERDEKİ İMZASIZ YAZILAR YA DA PORNO MUHABBETLERİ

Lodos Egelioğlu



15 Şubat tarihli Hürriyet Gazetesi’nin Pazar ekinin 3. Sayfasında portre başlıklı tam sayfa yazıda/haberde John Holmes adlı bir kişiden söz ediliyordu. Bu kişinin en büyük özelliği, gerek başlıkta gerekse yazının her satırında vurgulandığı üzere cinsel organının uzunluğu, (yazıda penis demek nedense tercih sebebi olmuş). Hürriyet sayfanın başına bir cetvel ekleyerek büyük bir hizmette de bulunmuş, sağolsunlar. Ayrıca erkek organının normal uzunluğundan da söz edilmiş. Türkiyeli uzmanlardan bu konuda görüş alınmaması ise şaşırtıcı olmuş ama neyse. Holmes’in yaşam öyküsü verildikten sonra onun porno filmlere getirdiği yenilikler anlatılmış.

Bu tam sayfa yazının imzası yok. Yazı ve resimler belli ki başka bir kaynaktan alınmış; kaynağın yeri belli değil. Çeviriyse çevirenin adı yok, derlemeyse derleyenin kimliği yok; dış haberler bölümü, kültür servisi gibi imzalar da olabilirdi, ama yok işte. Düşünün bir gazetede tam sayfa bir haber var ve kaynağı belli değil. Özellikle görsel malzeme kullanımında yapılagelen ç/alıntıların kıyıda köşede yer alan küçük haber parçacıklarında sıklıkla yapıldığını biliyorduk ancak bu kadarı da inanılmaz bir ahlaksızlık.

Bu yazının o gün tüm Türkiye’de, hem Hürriyet çok satan bir gazete olduğu için hem de cinsellikle ilgili konular ilgi çektiği için, en çok okunan yazı olduğu kesin. Yani bu iş bilinçli ve kasıtlı olarak yapılmış bir iştir. Ve gelecek günler için gazetelerimizin cinsellik anlayışının erotizmden pornografiye doğru yol aldığının göstergesidir. Korkarım diğer gazetelerde de böylesi haberlere rastlayacağız artık. Çünkü eldeki kaynak hiç de yabana atılır gibi değil, internette arayıp da bulamadığımız bir şey var mı? Bu noktada başka bir yazının konusu olması gereken olgu, gazetecilerin interneti fazlaca kullanmalarıdır. Ancak kullanmasını bilmedikleri de açıktır. Ertuğrul Özkök’ün adını anarak bu siteyi kirlettiğimi düşünüyorum ancak başka çarem yok. Kendisinden ricam ya gazetesinin manifestal bir şekilde ortaya konulan basın ahlak yasalarını güncellesin ya da elemanlarına internet eğitimi aldırsın. Aksi takdirde son günlerde yine interneti düzgün kullanamayan yurdum insanının başına gelen milyarlık telefon faturalardan, böylesi haberlerle gaetesini doldurduğu için, o sorumludur. Bir de zaten Türk toplumu, bulunmasına ya da üretilmesine katkıda bulunmadığı aletleri kullanmayı bilmez. Bakın hala daha doğru düzgün otomobil kullanılıyor mu?

Her ne kadar görmezlikten gelinse de pornonun bu toplumdaki yükselişi kaygı verici. Elde somut veriler yok çünkü bu konuda çalışmalar (yeterince) yapılmıyor. Sadece sayıları gittikçe artan ‘seks shop’ları ve sokakta korsan film tezgahının önünde kalabalıkları gözlemleyerek varıyorum bu yargılara. Bu toplum cinsel devrim mi yaşıyor, yoksa ekonomik sıkıntılarla kendini cinselliğe mi verdi, anlaşılmaz. Fakat, bütün bu süreçten en çok zarar görenlerin çocuklar olduğu yadsınamaz. Hiçbir konuda sağlıklı eğitimin verilmediği Türkiye’de cinsellik konusunda da ne ailede ne de okulda iyi bir eğitim verilmekte. Burada söz ettiğim tehlike pornonun insan imgelemini zorlayan çeşitlemeleri ve şiddeti meşru kılmasıdır.

Üzerinde ciddi araştırmalar yapılması gereken bir konu hakkında sözü şu anda daha fazla uzatmak istemiyorum. ‘Türk’ün pornoyla imtihanı’ bir başka yazının konusu olacak. (Belki ratingimiz artar).

Dikkatleri gazetecilerin sayfa doldurmak ve rating anlayışıyla yaptıklarını eleştirirken de başka bir noktaya vurgu yaptım. Umarım tehlike düşündüğüm kadar büyük değildir.