GAZETELERDEKİ İMZASIZ YAZILAR YA DA PORNO MUHABBETLERİ
Lodos Egelioğlu
15 Şubat tarihli Hürriyet Gazetesi’nin Pazar
ekinin 3. Sayfasında portre başlıklı tam sayfa yazıda/haberde John
Holmes adlı bir kişiden söz ediliyordu. Bu kişinin en büyük özelliği,
gerek başlıkta gerekse yazının her satırında vurgulandığı üzere cinsel
organının uzunluğu, (yazıda penis demek nedense tercih sebebi olmuş).
Hürriyet sayfanın başına bir cetvel ekleyerek büyük bir hizmette de
bulunmuş, sağolsunlar. Ayrıca erkek organının normal uzunluğundan
da söz edilmiş. Türkiyeli uzmanlardan bu konuda görüş alınmaması ise
şaşırtıcı olmuş ama neyse. Holmes’in yaşam öyküsü verildikten sonra
onun porno filmlere getirdiği yenilikler anlatılmış.
Bu tam sayfa yazının imzası yok. Yazı ve resimler belli ki başka bir
kaynaktan alınmış; kaynağın yeri belli değil. Çeviriyse çevirenin
adı yok, derlemeyse derleyenin kimliği yok; dış haberler bölümü, kültür
servisi gibi imzalar da olabilirdi, ama yok işte. Düşünün bir gazetede
tam sayfa bir haber var ve kaynağı belli değil. Özellikle görsel malzeme
kullanımında yapılagelen ç/alıntıların kıyıda köşede yer alan küçük
haber parçacıklarında sıklıkla yapıldığını biliyorduk ancak bu kadarı
da inanılmaz bir ahlaksızlık.
Bu yazının o gün tüm Türkiye’de, hem Hürriyet çok satan bir gazete
olduğu için hem de cinsellikle ilgili konular ilgi çektiği için, en
çok okunan yazı olduğu kesin. Yani bu iş bilinçli ve kasıtlı olarak
yapılmış bir iştir. Ve gelecek günler için gazetelerimizin cinsellik
anlayışının erotizmden pornografiye doğru yol aldığının göstergesidir.
Korkarım diğer gazetelerde de böylesi haberlere rastlayacağız artık.
Çünkü eldeki kaynak hiç de yabana atılır gibi değil, internette arayıp
da bulamadığımız bir şey var mı? Bu noktada başka bir yazının konusu
olması gereken olgu, gazetecilerin interneti fazlaca kullanmalarıdır.
Ancak kullanmasını bilmedikleri de açıktır. Ertuğrul Özkök’ün adını
anarak bu siteyi kirlettiğimi düşünüyorum ancak başka çarem yok. Kendisinden
ricam ya gazetesinin manifestal bir şekilde ortaya konulan basın ahlak
yasalarını güncellesin ya da elemanlarına internet eğitimi aldırsın.
Aksi takdirde son günlerde yine interneti düzgün kullanamayan yurdum
insanının başına gelen milyarlık telefon faturalardan, böylesi haberlerle
gaetesini doldurduğu için, o sorumludur. Bir de zaten Türk toplumu,
bulunmasına ya da üretilmesine katkıda bulunmadığı aletleri kullanmayı
bilmez. Bakın hala daha doğru düzgün otomobil kullanılıyor mu?
Her ne kadar görmezlikten gelinse de pornonun bu toplumdaki yükselişi
kaygı verici. Elde somut veriler yok çünkü bu konuda çalışmalar (yeterince)
yapılmıyor. Sadece sayıları gittikçe artan ‘seks shop’ları ve sokakta
korsan film tezgahının önünde kalabalıkları gözlemleyerek varıyorum
bu yargılara. Bu toplum cinsel devrim mi yaşıyor, yoksa ekonomik sıkıntılarla
kendini cinselliğe mi verdi, anlaşılmaz. Fakat, bütün bu süreçten
en çok zarar görenlerin çocuklar olduğu yadsınamaz. Hiçbir konuda
sağlıklı eğitimin verilmediği Türkiye’de cinsellik konusunda da ne
ailede ne de okulda iyi bir eğitim verilmekte. Burada söz ettiğim
tehlike pornonun insan imgelemini zorlayan çeşitlemeleri ve şiddeti
meşru kılmasıdır.
Üzerinde ciddi araştırmalar yapılması gereken bir konu hakkında sözü
şu anda daha fazla uzatmak istemiyorum. ‘Türk’ün pornoyla imtihanı’
bir başka yazının konusu olacak. (Belki ratingimiz artar).
Dikkatleri gazetecilerin sayfa doldurmak ve rating anlayışıyla yaptıklarını
eleştirirken de başka bir noktaya vurgu yaptım. Umarım tehlike düşündüğüm
kadar büyük değildir.