SAYI 2 / 05 MART 2004

 
YENİ BİR DERS - YENİ BİR UYGULAMA

A. Aydan Özkan*




Sokağa çıkıp, karşılaştığımız lise öğrencisi veya mezunu gençlere bazı sorular sorsak, alacağımız yanıtlar acaba neler olabilir?

“Nasrettin Hoca kimdir?” diye sorulduğunda, “fıkraları var”, der de; son zamanlarda gerçekten yaşamış mıdır?, yoksa belli bir dönemde toplumun yarattığı bir ‘kişilik’ midir?”, diye tartışıldığını bilmez. Sorgulamadan varlığına inanır.

Leonardo da Vinci’yi sorduğunuzda muhtemelen, “hani şu ünlü tabloyu yapan adam” der, ama onun fizik, matematik ve anatomi çalışmalarını bilmez.

“Einstein kimdir?” sorusuna; “Dilini çıkarıp fotoğraf çektiren bilim adamı, hani ‘E = mc2’yi bulmuş.”; der ama, neyi ifade eder bu ‘Emcekare’ bilmez, veya Einstein’ın Görelelik Kuramı’nı 1905’de açıkladığından, 1919’da ünlenmeye başladığından, hele silahlanmaya karşı çalışmalarından hiç haberdar değildir.

“Bayrağımızdaki hilal ve yıldız nasıl bir araya geldi?”
- Çanakkale’de şehitlerimizin akan kanı üzerine gökyüzündeki ay ve yıldızın yansımasıdır, der de; o tarihe kadar bu topraklarda yaşayan insanların bayrağı yok muydu? diye sormaz. Soru sormayı, araştırmayı bilmediği için de; Bayrağımızda hilalin Orta Asya’da şaman otağlarını belirten bir sembol olduğunu ve o dönemden beri hep kullanıldığını; ilk kez, yıldızın – zaferi simgeleyen sekiz köşeli yıldızın – III. Selim tarafından konduğunu, bu yıldızı da – insanı simgeleyen – beş köşeli yıldıza çevirenin Abdülmecit olduğunu ve 1936’da hilal ile yıldızın geometrik konumunun belirlenerek, Bayrak Kanunu’nun çıktığını bilmez.

“Mustafa Kemal’i Samsun’a götüren geminin pusulasız, küçücük bir gemi olduğunu” başkaları ona söylediği için söyler de; “Acaba; her adımını atarken bir sonraki adımı planlayan Mustafa Kemal, nasıl olur da pusulasız bir gemiyle yola çıkıp, bu denli önemli bir harekatı tehlikeye atabilecek bir davranışta bulunabilir!?” diye düşünmez, sormaz. Hele; bu geminin Kaptanı İsmail Hakkı’nın nasıl vatanperver bir denizci olduğunu, hiç bilmez, sadece pusulasız(!) yola çıktı der.

“İnsan Hakları ile ilgili ilk bildirge, ne zaman yayınlanmıştır?” sorusuna muhtemelen, 10 Aralık 1948’de diye yanıt verilir. İlk kez; İzmir’de ve 1919’da, İnsan Hakları (Hukuku Beşer) adında bir gazetenin Hasan Tahsin tarafından yayınlandığını bilmez. Hasan Tahsin’i de en iyimser koşullarla, sadece ona tanıtıldığı gibi İşgalcilere ilk kurşunu sıkan kişi’ olarak tanır.

- Peki; NEDEN böyle?
- Elbette birçok ‘çünkü’sü var, durumun böyle olmasının.

“Çünkü”lerin en çarpıcı yanıtı, çok yaygın olan başka bir soru ve yanıtında saklıdır:

Toplumumuzda ilköğretim sınıflarından itibaren hemen her anketlerde de yer alan, çok yaygın bir soru vardır: “Boş zamanlarınızı değerlendirmek için hobileriniz nelerdir?” sorusuna genellikle şu yanıt gelir: “Boş zamanlarımı değerlendirdiğim hobilerim/fobilerim(!) (Çoğu kez hobi ile fobi karıştırılır ve nadiren düzeltilir!) kitap okurum, müzik dinlerim, seyahat ederim,…vesaire vesaire...” Ne yazık ki; yediden yetmişe bizim toplumumuz, neredeyse bilgi çağını geride bırakıyor olsak da, okumayı –genellikle– hala boş zamanları değerlendirme işi olarak görür de yaşamsal bir gereksinim olduğunun, “Öğrenmenin yaşı yoktur” demeyi bilmesine rağmen, farkına varmaz. Bunun toplumumuzun en temel sorunlarından biri olduğu yadsınamaz.

- Bu sorun NASIL çözülebilir?
- Elbette ve öncelikle Eğitim Sistemimizde yapılacak iyileştirme ile.
Böylesine büyük ve ciddi bir sorunun kısa zamanda kolay yollardan çözülmesi elbette beklenemez. Ancak, bu konuda Eğitim Sistemimiz içinde küçük de olsa adımlar atılmaya başlanmıştır. Bu anlamda BİLGİ ERİŞİM VE ARAŞTIRMA TEKNİKLERİ dersi yukarıda ifade edilen sorunu gidermeye amaçlayan bir ders olarak gençlerin, dolayısıyla toplumun, öğrenme eylemine katkıda bulunması amaçlı uygulanabilir.

2542 No’lu Tebliğler Dergisinde, 2002-2003 öğretim yılından itibaren, 9. sınıflarda, denenip geliştirilmek üzere kabul edildiği bildirilen bu dersin ana hatlarıyla kapsamı şunlardır:
Araştırmada Temel Kavramlar
Bilimsel Araştırma nasıl yapılır?
Bilimsel Araştırmalarda Kaynak Tarama Merkezlerinin Önemi
Kaynak Tarama Merkezi Olan Kütüphanelerin Kullanımı
Bilimsel Araştırmalarda Bilgi Kullanımı ve Yazım Aşaması

Dersin genel amaçları ise:
Araştırmayı alışkanlık haline getirmelerini;
Yeni teknolojileri kolaylıkla algılayabilmelerini ve kullanabilme-lerini;
Keşfedici, eleştirel ve yapıcı düşünme becerisini kazanmalarını;
Soru sorma, gözlem yapma ve yargılara vararak bilimsel olarak düşünme becerisi kazanmalarını;
Toplanan verileri yorumlama, karşılaştırma ve eleştirme becerisi kazanmalarını;
Verileri doğru ve amaca uygun değerlendirebilmelerini;
Bilimsel araştırma sonuçlarını karşılaştıkları çeşitli gözlem, sorun ve düşünceleri açıklamada kullanabilmelerini;
Akademik dürüstlük ilkelerine uygun davranmalarını ve bunu alışkanlık haline getirmelerini;

Dersin kapsamı ve amaçları yerinde saptamalardan belirlenmiş ve son derece önemlidir. Bir araştırmanın hangi kaynaklar kullanılarak, nasıl yapılacağının ve raporlama yöntem ve tekniklerinin bilinmesi de son derece önemlidir. Ancak; gençlerin araştırma yapabilmeleri ve yaptıkları araştırmalardan kazanım sağlayabilmeler için önce; “merak uyanma-sı/uyandırılması” çok daha önemlidir. Hedef bu olmalıdır.

İlköğretim sınıflarında her ne kadar “öğrenci merkezli eğitim”e önem veriliyor ve özen gösteriliyorsa da; hiçbir kurumun “biz öğrencilerimizin tamamına yakın bir kısmında öğrenme merakı uyandırdık, başarıyız” diyebilmesi olanaksızdır. Ancak “en iyisini yapmaya çalışıyoruz.”diyebilir.

Matematik Bölümü dersleri arasına alınan bu ders, kapsamı gereği, bir ekip tarafından planlanıp, uygulanmaktadır. Ekip; Matematik, Coğrafya, Felsefe, Fizik Bilgisayar Öğretmenleri ile Ölçme-Değerlendirme Uzmanları ve Kütüphane Sorumlusundan oluşmaktadır.

BEAT Ekibi’nin özel hedefi:
Gençlerin;
Ders kitapları dışındaki kitapların da etkili öğrenme araçları olabileceklerini kavramalarına;
Sınıf dışı ortamları da öğrenim alanları olarak kullanabilmelerine;
Etkileşimli eğitimin önemini kavrayarak amacında kullanabilme-lerine;
Araştırarak öğrenmekten tat almalarına;
“Soru sorma” sistematiğini kavramalarına;
Okumanın “boş zamanları değerlendirme alışkanlığı” olmadığını, yaşamsal bir gereksinim olduğunun farkına varmalarına;
rehberlik yapmaktır.

BEAT Uygulamalarına bazı örnekler:

Sistematik olarak hazırlanmış, merak uyandıracak etkinliklerle zenginleştirilen dersler sınıflarda değil, toplantı salonunda ortak oturumlar halinde yapılmaktadır. Amaç; gençlerin alıştıkları sınıf ortamından farklı bir ortamda kendilerini birer birey olarak hissetmelerini sağlamaktır.
Evrenin varoluşundan bugüne kadar, “zamanda yolculuk” National Geographic belgeselinin izlenmesi.
İzlenen belgesele paralel olarak; zaman, tarih, olay ve olgu kavramlarını vurgulayan; kısa bir bilim tarihi turunun yapılması: Bu turun;

Yerküre’nin oluşumu – İnsanoğlunun yerleşik düzene geçişi: (- 4,5 Milyar yıl – İÖ 12 000)
İnsanoğlunun yerleşik düzene geçişi – Günümüze ulaşan ilk felsefi bilgi: Thales’in ilk “TÖZ” tanımı: (İÖ 12 000 - İÖ 585)
İlk Felsefi Bilgi – İlk yaşayan klon: (İÖ 585 – 1997)
üç evrede ele alınarak genel bilgilenme sağlanması. Bilgi, Bilim (Bilimlerin Sınıflandırılması), Bilimsellik ve Bilimsel Yaklaşım
Bilgi okuryazarlığı, Bilgi Erişim, Ödev adımları ile Raporlama Yöntem ve Teknikleri,
Gazetelerden alınan okuma parçalarının değerlendirilmesi ve raporlanması,
Seçilmiş kitaplardan seçilmiş bölümlerin okunması ve raporlanması.
Kandilli Rasathanesi’ne gözlem gezisi,
Matematik ve Tarih Bilimlerinin karşılaştırılması (Konu ile ilgili olarak Dr. Erol Mütercimler ile öğrenci sohbeti)
“2003’ün En Önemli On Bilim Olayı” hakkında bilgilendirme ve “2003 Türkiye’sinin Manşet Haberlerinden Derlemeler” ile toplumsal sorunların tartışılması,
Ölçme-değerlendirme etkinlikleri:
Öğrencilerin ilgi alanlarını ve araştırmaya yatkınlık düzeylerini ölçen “Ön Araştırma Anketi” sonuçlarına göre her gencin özel bir konuyu kitaplıkta araştırması,
Öğrencilerin başarı durumlarını kendilerinin analiz yapabilmelerine fırsat tanımak amacıyla SWOT uygulaması ve buna göre öğrencilerin hedeflerini belirleyebilmelerine rehberlik yapılması, vb.

Teknik bilgi verilmesinden önce, merak uyandıracak bir Bilgi Erişim ve Araştırma Teknikleri Dersi; Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde yaşayan gençlere, “gerçekleri merak ederek, araştırarak öğrenme isteği uyandırabilme” anlamında hizmet vermeye olanak sağlayabilir. Hatta, gençlerin içinde yaşadıkları yakın çevre, bulundukları mekan, ülke, yerküre, gökada ve evren, kısacası yaşam ile gördükleri coğrafya, fizik, kimya, biyoloji, tarih, matematik ve geometri dersleri ile ileriki yıllarda görecekleri sosyoloji, felsefe ve mantık dersleri ile bağlantılar kurabilecekleri yapıyı inşa edebilmeleri için, (IB, PYP veya benzeri programlar dışında) her bir ortaöğretim kurumunda, ?kuruma fazladan mali külfet getirmeden? bir fırsat olarak değerlendirilebilir.

Aslında böyle çok amaçlı uygulanabilecek bir dersin, öğrenmeye duyulan ilgi ve merak etmenin en yüksel olduğu ilköğretim sınıflarında okutulması, 9. sınıflarda okutulmasından daha verimli sonuçlar verecektir.




*Matematik Bölüm Başkanı
Özel Kalamış Okulları

Editörün notu: Bu alternatif dersi büyük emeklerle hazırlayan ekip üyelerinin web sayfası ilgilenenler için:
www.beat.com.tr.tc